9:32 am - Erdoğan memleketinde kan kaybediyor: ‘Bu oy verdiğimiz AK Parti değil’
9:22 am - Çay Erdoğan’dan termos belediyeden: Kardeş payı ihale… “100 bin yetmedi 30 bin daha”
9:14 am - Şeyhlik mücadelesi kavgaya dönüştü: Menzilciler sokakta birbirine girdi
6:14 pm - Rize’de il müdürü oldu soluğu AKP il başkanı Ayar’ın yanında aldı CHP tepki gösterdi
5:54 pm - CHP adayı Topaloğlu “Esnafın kullandığı suya indirim yapacağız”
9:59 am - Yerel seçim sonrası atamalar yapılacak iddiası: Emniyette cemaat ve grupların İstanbul kavgası
9:40 am - KKTC de Rizeli AKP yandaşı iş insanı Emrullah Turanlı’yı konuşuyor
Saray, adım adım düşünce, ifade ve basın özgürlüğünü boğuyor. 15 Temmuz ardından KHK ile onlarca yayın organını yasakladılar. Yüzlerce gazeteci işsiz kaldı. Başka iş bulabilen meslekdaşlarımız reklam ajanslarına ya da halkla ilişkiler şirketlerine geçtiler. Bazıları İnternet gazeteciliğine transfer oldu. Bir çok arkadaşımız ise İstanbul ve Ankara’yı terk edip Ege Akdeniz sahillerine emekli hayata çekildi. Az sayıda da olsa bazı meslekdaşlarımız mesleğe devam edebilmek için yurtdışına çıkmak durumunda kaldı.
Bu arada yine yüzlerce akademisyen barışı savundukları için ya işlerinden oldu ya da halen devam eden yargılamalar nedeniyle Adliye Saraylarına taşınmak zorunda.
Cumhuriyet tarihinde, aydınların, gazetecilerin, akademisyenlerin, sendikacıların ve STK yönetici ve mensuplarının cezaevlerini doldurduğu olağanüstü bir dönem yaşıyoruz.
Doğan Medya’nın pek de şeffaf olmayan ayrıca gönüllü olmadığı anlaşılan bir ticari işlemle iktidara yakın bir başka holdinge verilmesinin ardından Özgürlükçü Demokrasi’nin, gelen ilk bilgilere göre, TMSF marifetiyle kayyıma devredilmesi, önümüzdeki yakın gelecekte, Saray’a biat etmemekte direnen 3-4 gazetenin daha yayınlanmasının giderek imkansız hale geleceğini öngörüyor.
Şimdi sorulması ve kolektif olarak yanıtlanması gereken iki soru şu: Bağımsız gazetecilik nasıl yapılabilecek? Bağımsız gazeteciler neyi nasıl yapmalı?
Tek Adam’ın Tek Medyası’na karşı, tiraj ve kadro açısından ne yazık ki zaten çok güçlü olmayan bağımsız gazetecilik taraftarlarının birleşmekten başka çaresi yok. Tek tek ayrı ayrı, yurtiçinde ve yurtdışında bağımsız gazetecilik yapmaya çalışan radyo, televizyon, gazete ve İnternet siteleri var. Bu kurumların, altyapı, kadro, emek, zaman ve akıllarını bir araya getirmek olağanüstü bir sinerji yaratacak.
Eski tabirle bugün bir “Cephe Gazetesi’’ne ihtiyacımız var. Aslında yine eski tabirle objektif koşullar böyle bir gazetenin yayınlanması için müsait. Türkiye’de ya da yurtdışında Türkçe ya da Kürtçe yayınlanan medya organlarından hiç biri, tek başına, bütün toplumsal muhalefeti tek başına temsil edemiyor, onu olduğu gibi yansıtamıyor. Günlük bir gazete çıkarabilecek kadar kadro Türkiye’de ve yurtdışında mevcut. Daha da önemlisi, genel okur profilini düşünecek olursak, böyle bir gazetenin okuru da hazır. Sübjektif koşullara baktığımızda aşılması gerekli bir çok engel var. Önem sırası gözetmeksizin engelleri ve önerileri sıralamaya çalışayım:
Benimkisi tamamen kişisel bir öneri. Bu konuyu henüz en yakın meslekdaşlarımla bile konuşmadım, tartışmadım.
İlk adım Gazeteciler Meclisi.
Türkiye’nin medya manzarası bize yeni bir sorumluluk yüklüyor. Elimizi taşın altına sokma zamanı geldi, geçiyor bile.
Dayanışmayla saygılar!