Abluka altındaki kent notları - Nabız Gazetesi - Rize Haberleri, Artvin Haberleri,Karadeniz Haberleri,Kadın,Çevre,Bölge Haberleri,insan hakları,cinsellik,dünya,siyaset,emek

SON DAKİKA

Nabız Gazetesi – Rize Haberleri, Artvin Haberleri,Karadeniz Haberleri,Kadın,Çevre,Bölge Haberleri,insan hakları,cinsellik,dünya,siyaset,emek

Abluka altındaki kent notları

Bu haber 03 Ocak 2021 - 12:06 'de eklendi ve kez görüntülendi.
Abluka altındaki kent notları

 

Ali YILMAZ*

Mardin havaalanından Mardin merkezine giderken bindiğimiz taksi tam kalkacakken bir yaşlı adam kapıyı açıp “ben de bineceğim, 11’de Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı başlayacak. Torunlarım orada, yetişmem lazım” diye ısrar ediyor. Takside sıkışarak onu da alıyoruz.
Yola çıkınca yabancılığımızı anlayan taksi şoförü “nereden geliyorsunuz?” diye soruyor. Eğitim Sen’li öğretmenler olduğumuzu, bir heyet olarak abluka altındaki yerleri yerinde incelemek için geldiğimizi söylediğimizde “hocam paralı teröristler gelmiş, ilçelerde olay çıkarıyorlar” diyor.
Arkada oturan bir genç “yalan konuşma” diye itiraz ediyor. ”Allah hakkı için yalan hocam” diye anlatmaya başlıyor:
“İstanbul’dan geliyorum. Dargeçit’e gidiyorum. Günlerdir orada insanlar aç susuz. Kardeşlerim, yeğenlerim var. Telefonla yardım istiyorlar. Onları çıkarmak için oraya gidiyorum. Artık yalvaracağım, yakaracağım çıkarmak için; onları kurtarmak için. İlçeyi ablukaya almışlar içindekileri ayırmadan bombalıyorlar.”
Bu sözlerle beraber elindeki telefondan ilçeden gönderildiğini söylediği fotoğrafları da bir yandan bize gösteriyor. Bunu Mardin’de konuştuğumuz herkesin yapacağını sonradan göreceğiz. Kiminle konuştuysak elindeki telefonda kayıt ettiği fotoğrafları gösteriyor. Nusaybin, Sur, Cizre, Silopi, Dargeçit ve pek çok ilçeden geçilen resimler sosyal medya yoluyla bölgedeki insanlarca bir bilgi ağıyla paylaşılıyor.

SOSYAL MEDYA FOTOĞRAFLARI GİBİ DEĞİL

Gösterilen fotoğraflar sosyal medyada rastlanılanlara hiç benzemiyor ve görüntülere uzun süre bakılacak gibi değil. Konuştuğumuz insanlara her seferinde sorma gereği duyuyoruz; “Emin misiniz bu fotoğrafların orada çekildiğinden?” “Bazen Latin Amerika, Uzak Asya ve Filistin’de çekilmiş fotoğrafları da bölgedenmiş gibi servis ediyorlar.” Her seferinde görüntülerdekilerin isimlerini veriyorlar. İsterseniz kontrol edebilirsiniz diyorlar. Bu dikkat, duyarlılık ve güdü şaşırtıcı geliyor.
Mardin’e vardıktan sonra kent içinde dolaşmaya çıkıyoruz. Pek çok insanla konuşma fırsatı buluyoruz. Konuştuğumuz insanların hepsinin ilçelerle bağlantısı var. Ya akrabaları orada, ya kendileri oradan gelip yerleşmişler.
Kahvaltı yaptığımız yerde yanımıza oturan garson ve arkadaşları bölgeyi anlatırken tüylerimiz ürperiyor. Garson genç, halasının orada yaşadığını, her sokağa çıkma yasağında kendilerine geldiğini ama bundan sonra ne olursa olsun Nusaybin’de kalmak üzere artık evini terk etmediğini anlatıyor.
“Evi delik deşik. Sokakta çocuk görseler infaz ediyorlar. Tankı, topu, keskin nişancıları yerleştirmişler terör estiriyorlar. Hendekleri geçtikleri de yok. Kısa süreliğine girdikleri yerlerde etrafı tarayıp çıkıyorlar. Taramadıkları ev kalmadı. Aslında tam bir sokağa çıkma yasağı da yok. Eğer polis girdiyse kimse sokağa çıkamıyor. YDGH’liler kontrolü sağladığında anons yapıp sokağa çıkabilirsiniz diyor.”

ESNAF KRİZDE

Kahvesini içtiğimiz bir esnaf ticaretin bir yıldır çok etkilendiğini söylüyor; “Burası turistik bölgeydi. Çözüm süreci durduktan sonra terör şehri diye anılıyor”. İşleri durduğu için hendek kazan gençlere ve devlet güçlerine kızıyor. Kentte hendek kazan gençlere esnaftan başka kızana rastlamıyoruz.
Bizi konuk eden insanlarla uzun sohbetler yapıyoruz. TV’lerde, gazetelerde çıkan güvenlik uzmanları, stratejistler ve bilumum yorumcu tayfaya taş çıkaracak analizler duyuyoruz. Bu kadar politikleşmiş, risk alan, entelektüel kişilerle karşılaşmak şaşırtıcı geliyor.
Sohbet ettiğimiz Arkeolog Ahmet buralarda yeşeren kültürel ortamın canlılığı hakkında ufak bir gezi eşliğinde bize bilgi veriyor. Kütüphane kurmuşlar, içinde hummalı bir çalışmaya tanık oluyoruz. Çocuklara, gençlere ve üniversitelilere uygun çeşitli atölyeleri gezdiriyor. “Arkeolojik kazı atölyesi”nde bu kadim toprakların değeri eğitmenler eşliğinde çocuk ve gençlere öğretiliyor. Sikke basım atölyesinde bize de hatıra verdikleri paralar bastırılıyor. Seramik, uçurtma, mozaik, hayalet kukla, kök boya baskı, mask, heykel, ebru, çivi yazısı, linol baskı, masal, gölge oyunu atölyeleriyle her yaştan insanlarla kültürel çalışmalar yapıyorlar. Arkeolog Ahmet, şiddet ortamına rağmen bölgede uygarlığa nasıl sahip çıkıldığını anlatıyor.

TARİHİN EN KORKUNÇ DÖNEMİ

Ertesi gün bölge illerinden gelen şube yöneticileriyle konuşuyoruz. Anlattıkları ülke tarihinin en korkunç dönemlerinden geçtiğimizi gösteriyor. 90’larda kapalı kutuya çevrilen bölgede yapılanlar yıllar sonra ortaya çıkmıştı. Şimdi her an canlı yayınla izlenen açık ve seçik ortaya dökülen bir mezalimliği izliyoruz. Mardin Eğitim Sen il yöneticilerinden Hamdullah Hoca, Mardin’in çok gergin olduğunu belirtiyor. Çevre ilçelerdeki ablukaların doğrudan tüm ili etkilediğini söylüyor. Akrabası olanların Mardin’e geldiğini ifade edip göçlere dikkat çekiyor.
Mardin’de konuştuğumuz eğitimcilere “ilde pek güvenlik görevlisi görmediğimizi” söylüyoruz, “herkes çekiniyor, gezenler de yüzlerini kapatıyor” diye cevaplıyorlar.
Baskı rejimlerinin katliamlarıyla geçmiş acılar denizi bu ülkenin, kuşaktan kuşağa geçen hafızası bize aktarılıyor.
Konuştuğumuz insanlar sözlerini hiçbir biçimde sakınmıyor. Çevre illerden gelen Eğitim Sen yöneticilerinden biri tüm bölgeyi anlatan şu sözleri söylüyor.
“Şu anda pek çok yerde zaten özyönetim işliyor. Mahalleden başlayarak temsilciler, kurumlar zaten var. Nusaybin’i, Cizre’yi ablukaya almışlar ama aynı özyönetim bizim oralarda da var. Şimdilik ablukayı genişletmemek için buralarla sınırlı tutuyorlar. Çekilseler her tarafta egemenliklerini kaybedecekler. Kalsalar katliam gibi işlere bulaşıyorlar. Ellerinden geleni yapıyorlar. Ama olay bitmiş, uzatmayı oynuyorlar”.
Heyetin Nusaybin ve Cizre’ye doğru yaptığı yolculuk esnasında olağanüstü durumu görmeye başlıyoruz. Mardin’de yapılan basın açıklaması müdahaleye hazır polisler ve zırhlı araçlarla karşılanıyor. Yolculuğa çıkacağımız kısa mesafedeki araçlara gidene kadar bile gerilim yaşanıyor. Nusaybin yolunda askerler tüm yolu kapatıp geçişe izin vermiyor. Alternatif köy yollarından ulaştığımız Nusaybin önünden ise daha ileriye geçiş mümkün olmuyor. Girişteki devlet hastanesindeki yoğunluk ve hareketlilik olağanüstülük hakkında bir izlenim veriyor. Giriş çeşitli zırhlı araçlarla engellenmiş. Kısa sürede polis takviye edilerek müdahale konumuna geçiliyor. Uzaktan seyrettiğimiz Nusaybin sessizlik içinde ölümcül bir geceye hazırlanırken açıklama yapıp geri dönüyoruz.
Mardin Kızıltepe arasındaki havaalanına giderken her gece Kızıltepe’de çatışmaların yaşandığını anlatan Ergin Hoca birden duruyor. İpek yolunda ağır ağır ilerlerken yine zırhlı araçların yolu kestiğini görüyoruz. Yolun ortasında eylemcilerin yaktığı lastikleri söndürmeye çalışan TOMA’ların arasından geçip havalimanına ulaşıyoruz.
Uzaktan ışıl ışıl görünen Mardin’e daha iyi günlerde gelmeyi diliyoruz.

*Bartın Eğitim Sen Yönetim Kurulu Üyesi

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA