İkizdere Halkı Direniyor…

Doğasına, suyuna, toprağına daha doğrusu tüm yaşam alanlarına sahip çıkan halk kesimi artarak çoğalıyor. Çünkü halk bilinçlendi, çünkü halk geleceğin toprakta olduğunu gördü, çünkü halk geleceğin ve değerin yerin altında değil üstünde olduğunun farkına vardı. Haksızlığa karşı direnmek de bir bilincin ortaya çıkmasıyla oluyor.

İkizdere halkı şunu diyor, “biz daha önceden bölgemizde yapılan HES’lere karşı çıkmayarak büyük hata yaptık, gelecek nesillere kötü bir miras bıraktık. Ancak bundan sonra bölgemizde doğamıza zarar verecek, tahrip edecek rantsal yatırımlara asla izin vermeyeceğiz. Gerekirse ölümüne direneceğiz”. Ve bu söylemlerini de kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle ortaya koydukları dirençle göstermektedirler. Buna ancak saygı duyulur.

Peki, halk başka ne diyor, “vadimize gelmeden birkaç kilometre aşağılarda zaten üç tane daha taş ocağı var, neden burası hedef seçildi. Diyorlar ki ‘denizi doldurarak lojistik liman yapacağız’, bize ne sizin limanınızdan, yapacağınız liman, yer üstündeki değerlerimizden daha mı değerlidir. Asırlarca yılda meydana gelen ağaçlarımızı söküp talan ediyorsunuz, floramızı tahrip ediyorsunuz, biz arıcılık, hayvancılık ve meracılık yapıyoruz, yaşam alanlarımızı yok ederek diyorsunuz ki bize, ‘artık burada size hayat hakkı yok, çekin gidin’. Hayır, hiçbir yere gitmiyoruz, buradayız, burada kalacağız ve yaşam alanlarımızı ölümüne savunmaya devam edeceğiz”.

Bende vadiye gittim, İşkence deresine baktım, gördüm gerçekten bir doğa harikası. Yeşillik insanın gözünü alıyor, başını döndürüyor. Peki, halk başka ne diyor, “bu dereden üç köyün içme suyu karşılanıyor. Su bir haktır ve hiç kimse müdahale edemez. Yasa da, ‘içme suyunun karşılandığı yerler koruma altındadır ve kesinlikle buralara zarar verecek faaliyet yürütülemez’ demesine rağmen yandaş Cengiz inşaat inadına ve ısrarla tahribatlarına devam ediyor. Şu an dere adeta çamur deryası olarak akmaktadır. Yıkılan ağaçlar, taşlar ve topraklar derenin içerisindedir” demektedirler.

YAŞ ÇAY FİYATI MERAK EDİLİYORMUŞ!

Vadi halkı taşına, toprağına ve vadisine sahip çıkmak için günlerdir bölgede çadır kurmuşlar, gece gündür, yağmur, soğuk demeden direnmeye devam ediyorlar. Özellikle de kadınların en önde direnç göstermeleri takdire şayan bir davranıştır.

Olayın bir başka boyutu ise, yandaş Cengiz inşaatın ısrarı ile devam etmesi yanında, bölge halkı direnirken devleti temsil eden Jandarma ve subayları, Valilik de, Cengiz’in çalışan makinelerine adeta kalkanlarıyla siper olmaktadırlar. Vatandaşa, biber gazı, copla saldırarak, yardan aşağıya insanları itip yuvarlayarak sakatlanmasına neden olmaktadırlar. Kadınları yerlerde sürüklemekten çekinmemektedirler. Bizler yanlarından geçerken adeta düşmana kinle ve nefretle bakarcasına bakmaktadırlar. Sizin insanlığınız batsın. Oysa biz sizleri halk evlatları olarak görmüştük, öyle bakmıştık, aslında öyle de olmalıydınız. Hani biz hep söyleriz ya, ”Jandarma biz, sosyalistiz, dostuz yalnız biz size” ama öyle olmadıklarını bir kez daha test ettik.

Şimdi buradan bir kez daha söylüyor ve haykırıyoruz, “siz yandaş Cengiz’e ne kadar siper olursanız olun, yöre halkı ve bizler de baş koyduk, sonuna kadar kararlıyız. Hani o direnişte vatandaş bağırıyor ya ‘biz ölmeye geldik’ diye, gerçekten de insanlar ölümüne karalı olduklarını hala görmedinizse bu sizin bileceğiniz bir şey. Ama İkizdere/İşkence deresi halkı ve destekçileri olarak bizler, sonuna kadar direnmeye, savunmaya kararlıyız. Kanunların size sökmediğini, işlemediğini biliyoruz, ama bilin ki o

işletmediğiniz kanunlar bir gün sizlere de lazım olur, o kanunlara sığınırsınız. Ama o kanunlar sizi korur mu onu bilemem. Recep Memişoğlu-28/04/2021