Av. Okumuşoğlu “Fırtına Vadisi’ni Rezil Etmeye Devam Ediyoruz” - Nabız Gazetesi - Rize Haberleri, Artvin Haberleri,Karadeniz Haberleri,Kadın,Çevre,Bölge Haberleri,insan hakları,cinsellik,dünya,siyaset,emek

SON DAKİKA

Nabız Gazetesi – Rize Haberleri, Artvin Haberleri,Karadeniz Haberleri,Kadın,Çevre,Bölge Haberleri,insan hakları,cinsellik,dünya,siyaset,emek

Av. Okumuşoğlu “Fırtına Vadisi’ni Rezil Etmeye Devam Ediyoruz”

Bu haber 08 Mayıs 2024 - 15:44 'de eklendi ve kez görüntülendi.
Av. Okumuşoğlu “Fırtına Vadisi’ni Rezil Etmeye Devam Ediyoruz”

GENÇAĞA KARAFAZLI- ÖZEL HABER

Bugün Rize idare mahkemesinde Çamlıhemşin Ayder yaylasında yapılması düşünülen imar planıyla ilgili iki farklı duruşma vardı. Duruşmaya Çamlıhemşinli yurttaşlar, yaşam savunucu yurttaşlar, CHP Rize il başkanı Saltuk Deniz ile davanın avukatları Av. Yakup Okumuşoğlu, Av. İbrahim Demirci katıldı.

Av. Yakup Okumuşoğlu, “Bugün ki davlar Fırtına Vadisi’ni nasıl rezil ettiğimiz ve etmeye devam edeceğimize dair, ondan sonra yapılmış olan birtakım planlar ve sit alanlarına ilişkin düzenlemelerin iptali davasıydı. Fırtına Vadisi’ni rezil etmeye devam ediyoruz.”

Rize idare mahkemesinde Çamlıhemşin ve Ayder yaylalarının geleceğiyle ilgili 2 ayrı duruşma yapıldı. Biri Ayder’in sit statüsünün 3 dereceye düşürülmesi ve bu alanın galeri ve yaylalara doğru genişletilmesi diğeri de Toki’nin Ayder’in merkezinde, nadir bakir alanlarında yapmak istediği otel ve  imar planıyla ilgili açılan 2 ayrı davanın duruşması vardı.

“FIRTINA VADİSİ’Nİ REZİL ETMEYE DEVAM EDİYORUZ”

Rize idare mahkemesinde görülen davanın ardında Rize adliyesi çıkışında bir açıklama yapan Av. Yakup Okumuşoğlu, “Bugünkü duruşma, Fırtına Vadisi’ni nasıl rezil ettiğimiz ve etmeye devam edeceğimize dair, ondan sonra yapılmış olan birtakım planlar ve sit alanlarına ilişkin düzenlemelerin iptali davasıydı. Fırtına Vadisi’ni rezil etmeye devam ediyoruz. Fırtına Vadisi’ni 10 sene sonrasında ortada bir şey kalmayacak şekilde nasıl ortadan kaldırırız? Etap etap planları yapılıyor ve biz de bu etap etap yapılan planlara karşı etap etap davalar açıyoruz. Bugünkü dava da Ayder’le ilgiliydi. Ayder’in projelerine, Ayder’in sit derecesinin düşürülmesine, Ayder’in mevcut alanının iki katına, üç katına çıkarılıp üstelik de yapılaşmaya açılmasına dönük olarak hazırlanan birtakım planlar vardı. Bunlara ilişkin olarak açtığımız davalarda, bunun neden yapılamayacağını mahkeme yoluyla anlatmaya çalıştık. Ama işte, hukukumuzun yeterli olduğu durumlar var, olmadığı durumlar var. Umarım ki bu davada bilirkişi raporları doğrultusunda bizim açtığımız davaların kabulüne karar verilecektir ve Ayder’in en azından bir süre daha yıkımdan korunabileceğini kurabileceği bir karar elde edebiliriz. Maalesef, Fırtına Vadisi’nin bütünü üzerinde denizden başlayarak Kaçkar Dağları’nın zirvesine kadar etap etap yapılaşmaya açan birtakım değişiklikler ve planlar yapılıyor ve biz de bunlara karşı davalar açıyoruz. Yani, Fırtına Vadisi’nin girilmeyen noktalarının birinci dereceyken üç derece doğa sit alanlarına düşürülmesinde başka bir amaç olamayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla da biz de bunlara itiraz ediyoruz ve mahkemeyi de bilgilendirmeye çalışıyoruz. Yapmış olduğumuz şey buydu.

 

“MİLLİ PARK DEMEK, SİT ALANI DEMEK, BU ÜLKEDE YIKIM GELİYOR DEMEKTİR, BUNU BİLSİNLER VE ÖNLEMLERİNİ BUNA GÖRE ALSINLAR”

Bugün Fırtına Vadisi’nde iki davanın duruşması görüldü. Birisi Ayder’de oteller bölgesine ilişkin bunun iptali için açtığımız davada, o oteller bölgesine dair planlamanın planlama usul ve esaslarına neden aykırı olduğunu anlattık. Diğeri de bir noktada Ayder’i korunur görünürken hassas koruma alanı ilan ettikleri bir futbol sahası kadar alanı korumaya çalışırken geri kalan alanları nasıl yok etmeye dönük olarak hazırlanan planları bize dayattıklarıydı. Anlattık, o hassas koruma alanı Kanuni tanımında bilimsel amaçlarla ancak kullanılabilecek alanlar iken o alanlarda milletin koran oynadığını ve mesire alanı olarak kullanıldığını. Yani aslında hassas koruma alanının da zaten korunmadığı ve aslında amacının da koruma olmadığını anlattık. Bunun Türkiye’nin her tarafında yapıyorlar maalesef. Bir bölge Milli Park ilan edilmişse, bir bölge sit alanı ilan edilmişse, bu alanlar ilk önce yıkıma maruz kalıyor adeta hedef gösteriliyor. Milli Park ilan etmek suretiyle Türkiye’deki uygulaması budur. Bir alan sit alanı ilan edildiğinde, bir alan Milli Park ilan edildiğinde, bütün rant severlere bakın, burada çok güzel bir doğa alanı var, buyurun gelin ve burayı bir güzel yok edelim gibi bir mesaj içeriyor artık ve bu Milli Park’ın bir alanı Milli Park ilan edildiği zaman biz korunabileceğini artık düşünmüyoruz. Milli Park ilan edilmişse, o Milli Park bir an önce yıkılacak, mahvolacak anlamına geliyor ve buna ilişkin olarak da bizler hukuki süreçleri yürütüyoruz ve halkımızın da bunu bilmesini istiyoruz. Milli Park demek, sit alanı demek, bu ülkede yıkım geliyor demektir, bunu bilsinler ve önlemlerini buna göre alsınlar.”

Mahkeme ne zaman karar verecek sorusuna Av Okumuşoğlu, “ 15 gün içerisinde kararın açıklanması lazım, belki sürebiliyor yazımı vesaire ama 15-20 gün içerisinde bu karar gelir” dedi.

“1998’DE VERİLMİŞ SİT KARARLARI ARTIK DEĞİŞTİRİLMEYE BAŞLANDI”

Davanın avukatlarından Av. İbrahim Demirci, “Fırtına halkı, Fırtına insanı yüzyıllardır bu doğayı koruyan insandır. Bu ormanı, dereyi, yaylaları vesaire yaşamıştır ve yaşadığı yeri de haliyle korumuştur. Bugüne getiren de fırtına insanıdır fırtına halkıdır bugünde aslında aynı şey oldu, yine Ayder’in, Çamlı Hemşinlilerin, Fırtına Vadisi’nde yaşayan insanların davacı olduğu iki tane dava vardı, yani biz maalesef durumundayız. Biz çevre ve Turizm Bakanlığına, Tabiat Genel Müdürlüğüne, Rize Valiliğine, Rize İl Özel İdaresine karşı Fırtına Vadisini korumak durumundayız, yani bundan gücendiğimiz değil ama sonuçta bunlar devletin idari kurumlarıdır ve bunların asli görevi zaten vadileri, vadilere özgü doğal yapıları, doğal özellikleri olan yerleri korumakla görevliler asli görevlileridir. Asli görevlileri. Ama onların görevlerini ayrıca biz yaptığımız zaman bu bizim için bir zül haline geliyor. Yani bizim onlarca davamız var, Fırtına’yla ilgili. Bugün mahkemede de onu istedik, onu söyledik ve mahkemeden de mahkeme heyetinden de onu talep ettik. Yani bizim tek tek davalarımız, teknik olarak incelenip ele alınıp değerlendirilmesi, bizim için davayı kazansak bile o anlamda bir kazanım değildir, yani bizim her açtığımız dava, Fırtına Vadisi’nin herhangi bir noktasındaki herhangi bir ağacın, herhangi bir derenin, herhangi bir suyunu ilgilendirir. Dolayısıyla tek bir davada kabul kararı vermek yeterli değil, biz bunu idareye sürekli anlatıyoruz. Fakat herhangi bir karşılık bulmuyoruz. En azından mahkemeden böyle bir değerlendirme yapmasını istiyoruz. Çünkü yeni bir sürece girdik. Bu yeni süreçte, ’98’de verilmiş sit kararları artık değiştirilmeye başlandı. Bu davalardan bir tanesi de bugünkü görülen davalardan bir tanesi de buydu. Ayder’in doğal sit statüsü 1, 2 derece ve 3 dereceydi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından bu tamamen eski yönetmekte 3 derece dediğimiz sürdürülebilir alana dönüştürdü. Sürdürülebilir alanın anlamı şudur: koruma anlamında hiçbir özelliği yoktur, taş ocağından maden ocağına kadar her türlü insani faaliyete açıktır, yapılaşmaya açıktır. Bu sadece Ayder’le ilgili değildir. Ayder’in iki katı, üç katı büyüklüğünde bir alan da sonuçta bu sürdürülebilir alana dahil edilmiştir.

“BUGÜN BU MAHKEMEDE YİNE FIRTINA’YI SAVUNDUK, HER ZAMAN HER YERDE FIRTINA’YI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Şimdi, Ayder’in bizim açımızdan şöyle bir önemi var hukukta. Şöyle bir deyim vardır, yani kötü örnek örnek olmaz derler ama tabii ki hayatta maalesef böyle olmuyor, kötü örnek örnek oluyor, yani koruyoruz. Çünkü Ayder’de yapılan bütün olumsuzluklar, bütün doğaya zarar verici faaliyetlerin karşılığı, Fırtına Vadisi’nde biz onu görüyoruz, Çat’ta da görüyoruz, Çamlı Hemşin’de de görüyoruz, aşağı köylerde de görüyoruz. Şimdi yürürlüğe sokulan imar planları var, imar planları ile birlikte bütün alanlar adı konulmamış bir şekilde turizme ve ticari faaliyetleri açılmış. Onlarla ilgili şey çalışması da yapıyoruz, dava çalışması da yapıyoruz. Yakup da meslektaşım da söyledi, binlerce itiraz var, binlerce itiraz var. Dolayısıyla, bugün bu mahkemede yine Fırtına’yı savunduk, her zaman her yerde Fırtına’yı savunmaya devam edeceğiz”

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
betnis giriş
betnis
yakabet giriş