Avukat Okumuşoğlu’undan Çevre ve Şehircilik Bakanına”yurttaşın bakanı ol” - Nabız Gazetesi - Rize Haberleri, Artvin Haberleri,Karadeniz Haberleri,Kadın,Çevre,Bölge Haberleri,insan hakları,cinsellik,dünya,siyaset,emek

SON DAKİKA

Nabız Gazetesi – Rize Haberleri, Artvin Haberleri,Karadeniz Haberleri,Kadın,Çevre,Bölge Haberleri,insan hakları,cinsellik,dünya,siyaset,emek

Avukat Okumuşoğlu’undan Çevre ve Şehircilik Bakanına”yurttaşın bakanı ol”

Bu haber 03 Ocak 2021 - 11:56 'de eklendi ve kez görüntülendi.
Avukat Okumuşoğlu’undan Çevre ve Şehircilik Bakanına”yurttaşın bakanı ol”

 Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatlarından Yakup Okumuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nın Hürriyet gazetesine yaptığı bir açıklama ile çevrenin “put haline” getirildiğini söylemesi ve bugüne kadar çevreyi korumak için alınan kararları “taşkınlık” olarak nitelendirmesini değerlendirdi.

MehmetOzhaseki

Yakup Okumuşoğlu’nun değerlendirmesi şöyle;

Sayın Bakan, şehirlerde imar yoğunluğunun arttığını bunun “şehir cinayeti” olduğunu ve bundan sonra buna izin vermeyeceklerini, belediyelerde yapılan imar planlarının denetleneceğini ifade etmiştir.

Belediyelerin imar planlarının denetlenmesi doğru bir yaklaşımdır. Ancak bunun bakanlık tarafından yapılması doğru değildir. Bir siyasi iradeden alınıp, diğer bir siyasi idareye teslim edilen ve şehirlerin kimliklerini oluşturan planlamadaki sorunlar bu şekilde ortadan kalkmaz. Sorunların ortadan kalkması için bölgesel düzeyde, bağımsız ve özerk planlama kurulları oluşturulmalıdır. Kişiye, yakına, yandaşa ya da rantiyeye özel planlamalarla plan bütünlüğünün bozulması ancak bu şekilde önlenebilir. Planlama işi tamamen bilimsel kriterlere göre, bağımsız ve bölgesel kurullarca yapılmalıdır.

EkolojiMucadele

Sayın Bakan, diğer yandan açıklasına “ÇED’de milletin canına okumuşlar” diye devam etmiştir. Sayın bakanın bu sözü de doğrudur. Gerçekten uyduruk formalite ÇED’lerle milletin canına okunmuştur. Millet, dava açtıkça kopyalanmış ÇED’lerle de milletin canına okunmaya devam edilmiştir. Bunu yapan da bizzat bakanın başında olduğu bakanlıktır. Milletin canına okuyan ÇED’lerin dayanağı olan ÇED yönetmelikleri bile iptal edilmiştir de o ÇED’lerden kurtuluş olmamıştır! Buna karşın Sayın Bakan “ÇED kuralları deyip, zulme dönüştürmüşler. Dünyanın her yerinde çevre korunarak yatırıma izin verilir. Biz put haline getirmişiz çevreyi. Bu taşkınlık da yatırımları engellemiş”demiştir. Sayın Bakanı insafa çağırıyorum! O ÇED’lerle Anadonun ne deresi kaldı, ne kıyısı kaldı, ne dağı ne taşı kaldı! Burdur’un, Yalova’nın, nerdeyse memleketin tüm tepeleri maden ocakları ile tepesiz kalmış, Karadeniz’in tüm vadileri tarumar edilmiş, dereleri akmaz olmuş, Toroslarda akan su, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde termiksiz kıyı kalmamıştır! Yani o ÇED’lerle şirketlerin değil, milletin canına okunmuştur!

VadimiziKirletme

Sayın Bakan, başında olduğunuz bakanlığın istatistiklerine baksanız kimin canına okunduğunu zaten çok net göreceksiniz: Başında olduğunuz Bakanlık 1993 yılından beri toplam 55 binin üzerinde ÇED süreci yürütmüş, ÇED’e tabi projelerin 51200’ü için “ÇED Gerekli Değildir” kararı vermiştir! Rakamlara göre resmi tatil, dini bayram, hafta sonu tatilleri dâhil olmak üzere 23 yılda yani 8395 gün içinde bakanlığınızca her 6 günde bir ÇED kararı verilmiştir! Bakanlığınızın vermediği, olumsuz bulduğu ÇED sayısı ise sadece 43 adettir! Rakamlar böyleyken şirketlerin canına okunduğunu söyleyen Sayın Bakanı bir kez daha insafa çağırıyoruz! Şirketlerin değil çevrenin bakanı, 75 milyon yurttaşın bakanı olmaya çağırıyorum. Şirketlerin canına okunmuş diyen bakana bir başka istatistiği de hatırlatmak isterim:

Sayın Bakan! Türkiye, Yale Üniversitesi tarafından hazırlanan 2016 yılı EPI Çevresel Performans İndeksinde 180 ülke arasında 67,68 puanla; El Salvador, Brunei gibi ülkelerin arkasında 99. sırada yer almıştır! Sayın Bakan bu sırayı 75 milyon yurttaş değil, 50 bin şirket sayesinde hak etmiş bulunuyoruz! Bu şirketler, sizin zulüm dediğiniz 55.000 ÇED kararı ile bu seviyeyi tutturmuşlardır! Biraz daha gayret ederseniz listenin dibini de yakında göstereceğinizden eminiz!

Sayın Bakan, Çevrenin PUT haline getirildiğini de söylemişsiniz! Keşke çevre put haline gelebilmiş olsa! Bundan en çok millet, bu coğrafyanın tüm canlıları mutlu olurdu. İstatistikler ortada! Çevre put değil ama yürüttüğünüz politikalarla atış talimgâhı olmuş vaziyettedir! Önüne gelen çevreye vurmaktadır. Buna karşılık bir put varsa o da sermayedir! Dokunulmaz olan, eleştirilmez olan, bir dediği iki edilmeyen odur! En son torba yasa içinde getirilen 80. Madde ile de bitmeyen iştahlarının sonucu sonsuz teşvikler, vergi ve sigorta muafiyetleri, bedelsiz hazine arazisi sahibi olma imkânı da yine şirketlere sunulmuştur!

Sayın Bakan, Görüleceği üzere şirketler için üzülmeye gerek yok! İktidarınız boyunca büyütülüp beslenen bu şirketler adeta birer “firavun” haline gelmiştir. Ezilen, her geçen gün fakirleşen ise halkımız olmuş, yaşam alanları her geçen gün daha da hızlanan bir süreçte ellerinden alınmıştır, alınmaktadır. Ülke şirketlerden ibaret değildir. Ülke tüm doğal ve kültürel yaşam alanları, içindeki mutlu halkı ve coğrafyasındaki tüm canlılar ile ülkedir. Velhasıl Sayın Bakan, son söz olarak biz her şeyimiz olsun da isteriz! Ama önce birazcık da olsa tadımız tuzumuz olsun isteriz!

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
betnis giriş
betnis
yakabet giriş