1:16 pm - Özgür Ülke, 29 yıl önce bugün bombalandı: ‘Halktan ve hakikatten beslenenler asla yok olmaz’
1:13 pm - Özgür Özel’den yerel seçim kararı: ‘Genel başkanlığımın ilk aday ilanı’ diyerek duyurdu
1:06 pm - CHP’de İstanbul aday adayı olan Kerimoğlu: O gece kahkaha atanlarla ittifak yapmayacağız
12:54 pm - Balta “katılımcı halkçı belediyecilik nasıl olur göstereceğiz”
12:16 pm - Ebruli eller kooperatif başkanı Cerrahoğlu bu iddialar karşısında susuyor
8:55 pm - Gazze’de ateşkes sona erdi, İsrail saldırılara başladı: 109 Filistinli öldürüldü!
8:51 pm - İyi Parti Ankara’da iş birliğinden yana olduğunu açıkladı
6:59 pm - CHP lideri Özel, “Kürtler daha az eşit”
6:51 pm - TTB kararına tepki yağdı: ‘Bu istibdat düzenine hep birlikte son vereceğiz’
Time News’te yayınlanan analiz şu şekilde;
“Yaklaşık bir yıl önce, Güney Afrika’daki Yahudi topluluğunun bir gazetesinden, anti-Semitizm konusunda ders veren bir soykırım araştırmacısı olarak, ülkede İsrail kuruluşlarına yönelik bir Filistinli Müslüman örgütün saldırıları ve “Zio-Naziler” lakapları hakkında yorum yapmam istendi. Neden anti-Semitizm olup olmadığını sordular… Cevabım, bu anti-Semitizm olup olmadığı sorusunun daha geniş bir bağlama bağlı olduğunu ancak her durumda burada Siyonistlerin şeytanlaştırıldığı ve İsrail’i destekleyen herkesin tanım gereği bir Nazi olduğu izlenimini verdiğiydi.
Bu noktanın, Batı dünyasındaki birçok solcunun, Yunan ekonomist Yannis Varofakis gibi önemli figürler dahil olmak üzere, Hamas’ın İsraillilere karşı gerçekleştirdiği katliamları kınamada başarısız olduklarının bir göstergesi olduğu görünüyor. Anti-Siyonizmi veya Filistin duruşunu anti-Semitizm olarak tanımlama çabası, İsraillileri ırkçı olmaksızın şeytanlaştırmanın mümkün olduğu gerçeğini gölgede bıraktı.
Uzun bir süredir, ikinci intifadan bu yana İsrail-Filistin çatışması genel olarak küresel sol gündemin ve özellikle Batı solunun ana konularından biri olmuştur. Filistin mağdurlarının yanında durmak, Amerikan neo-emperyalizmine ve dünya çapındaki baskıcı rejimlere verilen ABD desteğine karşı çıkma, aynı zamanda Avrupa’nın sömürge mirası olan ve genel olarak bunun bir parçası olarak görülen Siyonizm ve özellikle işgali de içeren bir ajandaya doğal olarak entegre edilmiştir.
Bu nedenle, Gazze yakınlarında kutlama yapan aslında yerleşimci olanların kanı “izinli” kabul edilmektedir; Bütün ailelerin öldürülmesi, en azından bir anti-emperyalist mücadele, dünya genelindeki köle ve yerli isyanların uzun tarihine bir devam olarak, meşru veya en azından affedilmiş olarak kabul edilir.
Burada da takdir edilebilecek ve sempati duyulan motivasyonlar, en temel insan eylemini gerçekleştirmeme temel olur: çocukların ve bütün ailelerin acımasızca öldürülmesini kınamak.
İsraillilerin Batı solunun önemli kesimlerinde ve birçok Yahudi arasında da yaşanan bu şeytanlaştırma, Yahudi topluluğunun bir parçası olan birçok kişinin “Yahudi yaşamlarının önemli olmadığı” hissine kapılmasına neden olabilir.
Bu kriz şimdi başlamadı. Ukrayna’daki savaşın etrafında başladı, Batı’nın NATO’nun Doğu Avrupa’ya genişlemesine olan katkısını eleştirmekten, sol içinde Ukrayna’yı haklı çıkaran ve Ukraynalıları şeytanlaştıranlar oldu.
Ancak son olayların, birincisi masumların öldürülmesine yönelik temel bir sol kimliği ve en önemlisi tutumu ilgilendirdiği için bu krizi önemli ölçüde artırması bekleniyor. İkinci olarak, sol içinde Yahudilere yönelik muamele meselesi tarihsel olarak önemli ve özellikle son yıllarda hassas ve tartışmalıdır. İsrailli Yahudilerin yaşamlarına duyulan hor görme, birçok solcu Yahudi’nin “Yahudi yaşamlarının sayılmadığı” hissetmelerine neden olur ve bunlardan birçoğu muhtemelen bununla mesafe koyacaktır.
Üçüncü olarak, İsrail-Filistin çatışması uzun süredir Batı solunun gündeminin merkezi bir parçası olmuş ve mevcut olaylar ışığında önemi artmaya devam edecektir. Dördüncü olarak, İsrail’in Gazze’ye yönelik bombardımanları ve İsrail’deki birçok üst düzey yetkilinin etnik temizlik ve “Gazze’yi silme” çağrıları, solun İsrail’i bir rejim olarak eleştirisini artırmaya ve ona karşı etnik temizlik ve Filistinlilere karşı soykırım uygulamakla suçlama hassasiyetini daha da azaltmaya yol açacaktır. İsrail’e ve İsraillilere duyulan sempati ve kimlik ifadelerini iğrenç bulma nedeniyle kısıtlayacaktır.”
METİN KÜLÜNK’TEN DİKKAT ÇEKEN PAYLAŞIM
İskoçya’nın Glasgow kentinde İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları üzerine eylem düzenlendi.
Bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı eylem görüntülerini alıntılayan AKP’li Metin Külünk, “Batılılar sokak protestolarında bizden daha etkililer” diyor. Peki o zaman soralım neden acaba?” yorumunda bulundu.