Cengiz Holding bu kez İstanbul Kadıköy’de protesto edildi

İkizdere Dernekler Federasyonu ve  İstanbul Rize Masası çağrısıyla Kadıköy İskele Meydan’ında bir araya gelen kitle Rize’nin İkizdere ilçesinde taş ocağı projesine karşı eylem gerçekleştirdi.

İkizdere Dernekler Federasyonu ve  İstanbul Rize Masası çağrısıyla Kadıköy İskele Meydan’ında bir araya gelen kitle Rize’nin İkizdere ilçesinde taş ocağı projesine karşı eylem gerçekleştirdi. Açıklamada “Bizler hem yaşam alanımız olan İkizdere’yi korumak hem doğa seven yurttaşlar olarak sürecin başından beri bu vadide yapılmak istenen taş ocağı projesini şiddetle kınadık” denildi.

“İkizdere taş ocağı olmasın” pankartı açan yaşam savunucuları “İkizdere sahipsiz değildir”,”Mafya şirket vadiyi terk et”,”İkizdere direnişine İstanbul’dan bin selam”, “Cengiz’in yoluna taş koyuyoruz” “Ormanlarımız
devletten koruyoruz” dövizleri taşındı. Sık sık “Cengiz defol, İkizdere bizimdir” sloganları atıldı, tulum
eşliğinde Karadeniz türküleri söylendi.

“GER DÖNÜŞÜ OLMAYACAK TAHRİBATTIR”

Basın açıklamasını İkizdere Dernekler Federasyonu (İDEF) Başkanı Musa Yılmaz okudu. “Taş ocağının durdurulması için tüm gayretimizle mevcut alanda yöre halkı ile nöbet tutup yaşam alanımızı korumaya and içtik” diyen Yılmaz, “Elbette ki vadimize yapılan hukuksuzluğa karşı sessiz kalamazdık. Bu bir doğa katliamıdır. Sadece bizlerin yaşam alanı değil, yaban hayatının da yok oluşudur. Havanın suyun yüzyıllık ağaçların yok oluşudur. Tüm bunlar geri dönüşü olmayacak tahribattır” ifadelerini kullandı.

“BU MESELE ÜLKENİN MESELESİ”

UNESCO’nun kesinlikle koruması gereken 53. Vadisi olan İkizdere’yi yok edecek bu projeye sonuna kadar karşı duracaklarını vurgulayan Yılmaz, “İkizdere meselesi sadece İkizderelilerin değil, ülkenin meselesidir,
davasıdır. Liman inşa etmenin çeşitli yolları var. Sadece doğadan kopartılan taşlarla liman inşa edilmediğini biliyoruz. Beton bloklarla da dolgu işi yapılabilmektedir. İşin geldiği noktayı görmüyorlar. Bir taş ocağına karşılık bir köyü şantiye alanına çevirdiklerini, insanları şantiye alanında yaşamaya mecbur bıraktıklarını, tüm canlı yaşamı yok etmekte olduklarını görmüyorlar. Önce yıkıp sonra rehabilite edeceklerini söylüyorlar. Atacakları dinamitlerle su kaynağı akifer yapının bütünü ile değişeceğinden, bütünü ile çıplak kalmış %70 eğimli bir dağdan erezyon, heyelan, sellerden bahsetmiyorlar. Biliyoruz ki yok edecekleri bu tabiat asla eski halini almayacak” dedi.

“MÜCADELEMİZİ SONUNA KADAR DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Yılmaz son olarak şunları söyledi: “Doğal yaşam alanlarımızı bugün korumayacaksak ne zaman koruyacağız! Yanımızda olun! Dün sahillerimizi kaybettik. Sonraki gün vadilerimizi, derelerimizi kaybettik. Ondan sonraki gün yeşil yollarla meralarımızı, yaylalarımızı kaybettik. Bugün de taş ocakları ile ormanlarımızı, köylerimizi, evlerimizi kaybediyoruz.  Önceki gün yaban hayatın gideceği doğa parçası kalmadı diyorduk, bugün biz insanların gidecek bir yeri kalmadı diyoruz. Bunun sonu yok. Her gün ya
daha beteri uygulamalara maruz kalacağız, ya da durun diyeceğiz. Bizler toprağını savunan Ayşe teyzeleriz, bizler gurbette ekmek kavgasında olanlarız, bizler tarla da çiftçi, dağda çoban olan insanlarız. Bizler toprağına sahip çıkan insanlarız, bizler bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bizler bu ülke için şehit düşenleriz. Bize gösterilen haksızlığa sessiz kalmayacağız. Bu sesi duyurmak için her platformda olacağız.  Bugüne kadar devam eden mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz.”