betnis giriş
betnis
betnis
yakabet giriş
nisbar giriş
nisbar

‘Deniz’ler Nurhak Dağı’na gelebilse…’

 Onlar bizim ellerin devrimci abileriydi. Elazığ’da devrimci hareketin serpilip gelişmesinde mayayı çalan bu önder kadronun emeği inkâr edilemez. Deniz Gezmiş başta olmak üzere, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, Mustafa..

Son Güncelleme: Whatsapp

 Onlar bizim ellerin devrimci abileriydi. Elazığ’da devrimci hareketin serpilip gelişmesinde mayayı çalan bu önder kadronun emeği inkâr edilemez. Deniz Gezmiş başta olmak üzere, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, Mustafa Yalçıner, Semih Orcan gibi THKO’nun önder kadrolarıyla ilişki kuran, köylerinde ağırlayan, ilk kitlesel eylemi yapan bu abilerin kimini tanıdım. Kiminin de sadece adını duydum. Hüseyin Şimşek’le bitişik evlerde komşuyduk. Zeynel Metin ise evimize gelip giden biriydi. Zeynel Metin, Sinan Cemgil’lerle birlikte Nurhak’a çıkanlardan biriydi. Hastalanıp da Sinan Cemgil tarafından tedavi amacıyla dağdan gönderilmese Nurhak’ta belki o da katledilenler arasında olacaktı. Zeynel Metin’le Elazığ’ın Sün köyünde bir dost sofrasında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Elazığ’a gelip devrimci hareketi örgütlemelerinin öyküsünü konuştuk.

THKO önder kadrosu ile tanışmanız nasıl oldu?

ZEYNEL METİN: Hüseyin Şimşek ile Elazığ’da açılan İnşaat Mühendisliği sınavına girdik, o kazandı ben kazanamadım. O zaman Hüseyin Şimşek’le beraber Palulu Yusuf Aslan ile Metin Güngörmüş bizim köye gidip gelmeye başladılar. Köyde bu arkadaşlarla tanışıp sohbet ettik. Getirdikleri sol yayınları okuyunca dünyam değişti. 1960’lı yılların sonunda Keban Barajı için köylerde kamulaştırmalar başlamıştı. Hükümet kamulaştırma bedellerini ödemiyordu. Deniz Gezmiş’le birlikte asılan Yusuf Aslan ve birkaç öğrenci lideri daha bizim köye geldiler. O grupla bizim köyden ben, Hüseyin Şimşek ve Cemalettin Kandemir birlikte bir toplantı yaptık. Keban köylülerini örgütleyip bir yürüyüş yapmak üzere karar aldık.

Mitingi yaptınız sanırım.

Evet. Elazığ halkı alkışlarla bize destek verdi. Bu eylemden sonra devrimci öğrenci hareketinin lider kadrosu artık sık sık bizim köye gelmeye başladı.

Dağa çıkış…

Deniz hangi tarihte geldi?

– Sanırım Bursa Cezaevinden çıktıktan sonraydı. O tarihlerde Deniz böyle ünlü değildi ve ben doğal olarak tanımıyordum.

Sün köyüne gelmek nerden aklına gelmiş?

Herhalde ya Hüseyin İnan ya Yusuf Aslan ya da Sinan Cemgil önermiştir. Hüseyin İnan da geldi ama ben görmedim. Maalesef tanışmak kısmet olmadı.

Deniz ne kadar kaldı köyde?

– 10 ya da 12 gün falan kaldı. Metin Güngörmüş’le birlikte Tunceli’ye gideceğiz diye çıkıp gittiler. O köye gelip gittikten bir ay sonra da Ankara’daki Emek banka soygunu gerçekleşti ve THKO’nun açıklaması geldi. O günlerde zaten Kürecik Radar Üssü’nü basma planları yapılmış, Akçadağ’da kalınacak, mağaralar ve yığınaklar hazır edilmişti. O banka soygunundan sonra Osman Alkış, Mustafa Erdoğan, Semih Orcan köye geldi bir aydan fazla kaldılar. On beş gün sonra da biz Nurhak’a gittik.

Nurhak’a, dağa ne zaman çıktınız?

Biz dağa çıktığımız günlerde Deniz Gezmiş ve Sinan Cemgil’in de aralarında olduğu grup Emek’te banka soygununu gerçekleştirdi. Deniz’le Yusuf ayrı bir yoldan, Sinan ayrı bir yoldan motosikletle Nurhak’a geleceklerdi. Dağa sadece Sinan gelebildi. Deniz’le Yusuf Gemerek’te yakalandı. Dağda 20 kişi kadardık. Fakat ben rahatsızlandım. İdrarımdan kan geliyordu. Sinan “Filistin’de biz de olmuştuk, sen acilen dağdan in ve bir doktora görün” diyerek beni yolladı. Elazığ’a gelip doktora göründüm. Tekrar Nurhak’a gitmek için bizim köylü Mustafa Ayduran’la birlikte yola çıktım. Akçadağ Hüseyin Obası köyündeki Mustafa Dayı’ya gittik. Çünkü dağla bağlantıyı o sağlıyordu. Dağdakilerle irtibatın kesildiğini söyledi ve bizi Sürgü köyüne yolladı. Ordan bir isim verdi ve o kişi aracılığı ile dağdaki arkadaşlarla iletişim kurabileceğimizi söyledi. Sürgü’ye gittim, bize adı verilen kişiyle ilişki kuramadım. Çaresiz Elazığ’a döndüm.

Çoban ateşi

Üç-beş gün daha bekleyip 30 Mayıs günü Akçadağ’a gitmek üzere yola çıktım. Bindiğim araçta radyo 13.00 bültenlerinde “İnekli köyü yakınlarında Hoca kod adlı Sinan Cemgil, Alpaslan Özüdoğru ve Kadir Manga öldürüldü, Mustafa Yalçıner yaralandı, Metin Güngörmüş de kaçtı” haberini verdi. Hemen arabayı durdurup indim. Damarlarımdan adeta kanım çekildi. Sinan Cemgil çok zeki, çok iyi bir beyindi. Sinan’a bir gün sormuştum biz hepi topu 20 kişiyiz ne yapabiliriz ki, bizi kolaylıkla altedebilirler. Kürecik Radar Üssü’nü bastık sonra ne olacak dedim.. “Biz bir çoban ateşi yakacağız, bir kıvılcım, arkası gelir ama” demişti. Eğer Deniz’ler Nurhak’a ulaşmayı başarabilseydi biz o katliamı yaşamaz, önceden planlandığı gibi radar üssü basılır ve Suriye’ye geçilirdi.

Teslim Töre ile tanıştınız mı?

– Bir gün beni dağdaki mağaralarda nöbetçi bıraktılar. İri yarı birisi çıkageldi. Elimde thomson var. Vursam mı vurmasam mı derken samimi bir şekilde “Yav arkadaş bunlar nereye gittiler” diye sorunca gelenin yabancı olmadığını anladım. Teslim Töre’ymiş.

Oğlunuzun adı Sinan, torununuzun Deniz.

– Eşim oğlumuza hamileyken bir gece rüyamda Sinan Cemgil’i gördüm, bizim köye gelmiş. Bebeğin cinsiyetinin önceden belli olmadığı yıllar. Ben bu rüyayı görünce eşimi uyandırdım. “Oğlumuz olacak adı da Sinan olacak” dedim. Rüyam gerçek çıktı. Torunumun doğumuna iki gün kala rüyamda Deniz’i gördüm. O zaman da “torunum kız değil oğlan olacak, adını Deniz koyalım olur mu?” diye rica ettim. Onlar da kırmadılar ve torunum gerçekten de oğlan oldu. Ultrason doğru çıkmadı.

O çeşmenin başında

Köye, özellikle de sizin evinize durmadan devrimci kadrolar gelip gidiyordu, köylüler sormuyor muydu?

Ailem hiçbir gün kim bunlar niye geliyorlar diye sormadı. Ellerinden geldiği kadar iyi ağırlamaya çalıştılar. Onlar için misafir misafirdir. Onlar da oturup bazen bizim tartışmalarımızı dinliyor, anlamaya çalışıyorlardı. Sadece bir kez annem bana “Zeynel oğlum sizin sonunuz ne olacak?” diye sordu o kadar. Hele de bu devrimci gençler köye çeşme yapınca daha da bir sevdiler. Muhtar köye çeşme yaptıracak ama ustalar 5 bin lira istemişler. Muhtarda da 1200 lira para var. Köyde de Temir Yavuz diye bir usta var. Ona gittim ‘Sen başımızda dur işçiliğini biz gençler yaparız’ dedim ve ikna ettim. Ben, Cemal Kandemir, Mustafa Yıldırım, Hüseyin Şimşek, o sırada köyde olan Sinan Cemgil, Mustafa Yalçıner ve başka arkadaşlar da geldi çalıştı. Muhtarın verdiği 1200 liranın 800 lirasını ustaya verdik. Gençler para istemedi. Geriye kalan 400 lirayı da alıp Tunceli dağlarına eğitim için yürüyüşe çıktık.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.