AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren ülke HES ve Termik Santrallerle ülkeyi sömürdüler. Doğu Eroğlu / Birgün –Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından enerji yatırımcısı şirketlere AKP’nin iktidara geldiği Kasım..
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren ülke HES ve Termik Santrallerle ülkeyi sömürdüler.
Doğu Eroğlu / Birgün –Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından enerji yatırımcısı şirketlere AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den bu yana HES projeleri için 919, termik santrallar içinse 565 elektrik üretim lisansı verildi.
2002-2013 arasında HES projeleri için bugün de geçerliliğini koruyan 874 elektrik üretim lisansı sağlandı. Bakan Bayraktar’ın, “HES’lerle bu iş olmaz. Haklısınız, ufak dereleri mahvediyoruz” açıklamasından sonraki 28 aylık AKP iktidarları dönemindeyse sadece 45 HES projesi elektrik üretim lisansı alabildi. Aynı dönemde ibre termik santrallara döndü. 2002-2013 döneminde toplamda 67 bin 786 MWm kurulu güce denk gelen 251 termik elektrik üretim lisansına karşılık, Kasım 2013’ten bugüne dek 314 termik santral projesi için elektrik üretim lisansı verildi. İlk dönem için aylık lisans sağlanan kurulu güç miktarı 513 MWm iken, Kasım 2013’ten sonraki süreçte termik santrallar için her ay 723 MWm’lik elektrik üretim lisansı sağlandı.
Hükümet programlarında HES’ler
AKP iktidarlarının HES’ler yoluyla sermaye aktarımı kampanyası hükümet programlarına yansıdı. “Enerji üretiminde yerli kaynakları önceleyen bir enerji politikası geliştirilecektir” ifadesini programında barındıran 58. Hükümetin kısa görev süresinde hiçbir HES için lisans verilmedi. Programında, “Enerji kaynaklarının tümünden en etkin ve verimli bir şekilde yararlanılacaktır” ifadesi bulunan, 2003-2007 arasında iktidarda kalan 59. Hükümet sırasında 370 HES için elektrik üretim lisansı sağlandı. 569 HES için elektrik üretim lisansının verildiği 2007-2011 arasında görev yapan 60. Hükümetin programında, “Kamu yatırım programında yer alan hidroelektrik ve termik santral projelerinin hızla tamamlanması öncelik taşıyacaktır” yazıyordu. Aynı yönelim, 2011-2014 arasında görev yapan 61. Hükümet sırasında da sürdü; “Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına önem vermeye başladık. Önümüzdeki dönemde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını en üst düzeyde değerlendireceğiz. 5 bin 500 MW’lik ilave gücü devreye alacağız” ifadeleri programında yer alan hükümet döneminde 231 HES projesi için elektrik üretim lisansı verildi. HES’lere ilişkin temkinli tavır ilk kez 2014-2015 arasında iktidarda kalan 62. Hükümetin programında ortaya çıktı. Programında, “Küçük hidroelektrik santrallere (HES) ilişkin olarak çevre duyarlılığını en üst düzeyde hayata geçirecek, bu amaçla gerekli düzenlemeleri hızlı bir şekilde yaparak etkili bir şekilde uygulayacağız” değerlendirmesi yapılan 62. Hükümetin bir yıllık görev süresinde 18 HES projesi için üretim lisansı çıktı. İki seçim arasındaki geçiş döneminde çalışan ve programı olmayan 63. Hükümet sırasında 2, Kasım 2015’te kurulan 64. Hükümetin 5 aylık iktidar dönemindeyse 8 HES projesi için üretim lisansı verildi. 62. Hükümet programındaki HES’lere karşı temkinli tavır, aynı ifadelerle 64. Hükümet programına da girdi.
HES’ten termik santrala…
AKP hükümetleri döneminde, özellikle mikro HES’ler, yani küçük ölçekli tünel tipi hidroelektrik santral projelerine yönelik toplumsal muhalefetin ilk etkisi, 61. Hükümetin 4. Yasama Yılı için yapılan bütçe görüşmelerinde ortaya çıktı. 20 Kasım 2013’te, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında komisyon üyelerinin sorularını yanıtlayan dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, şu ifadeleri kullanmıştı: “HES’lerle bu iş olmaz. Haklısınız, ufak dereleri mahvediyoruz, ben de sizinle aynı fikirdeyim. Artık 10 megavattan daha aşağı enerji üretecek HES’lere izin vermeyeceğiz, kesinlikle vermeyeceğiz. Bu tarihten sonra bunun hesabını sorarsınız.” Bayraktar’ın bu ifadeleri kullandığı tarihe kadar 29 ay görev yapan 61. Hükümet döneminde, o güne dek 214 HES projesine elektrik üretim lisansı verilmişti. Bu 214 projenin 100 tanesi kurulu gücü 10 MWm ve altındaki HES’lerdi. Bayraktar’ın açıklaması sonra 61. Hükümetin görevini sürdürdüğü 9 aylık sürede HES projeleri için verilen elektrik üretim lisansı sayısında büyük bir düşüş oldu fakat 10 MWm altı kurulu güce sahip HES projelerine de elektrik üretim lisansı verildi. Bayraktar’ın pişmanlığını ifade edişinin ardından 61. Hükümetin kalan 9 aylık görev süresinde 17 HES projesi için elektrik üretim lisansı verildi; bu projelerin 10’unun kurulu gücü 10 MWm ve altındaydı.
Kalan projeler de büyük ölçekli değil
AKP’nin hükümet programlarında ve karar alıcıların söylemlerinde sınır 10 MWm’den çekilse de, kapasitesi 50 MWm’ye kadar olan projelerin toplam projelere oranı incelendiğinde durum daha da ağırlaşıyor. AKP iktidarları döneminde elektrik üretim lisansı alan kurulu gücü 10 MWm altındaki HES sayısı 439 olsa da, kalan projeler de büyük ölçekli değil. AKP iktidarları döneminde 20 MWm ve altında kurulu güce sahip 619 HES projesine elektrik üretim lisansı verildi; 30 MWm ve altı için bu sayı 717, 50 MWm ve altındaki HES projeleri içinse 792 oldu.
Termik santrallara yönelim
AKP hükümetlerinin ilk 11 yılında, yani 132 aylık iktidar döneminde (Bakan Bayraktar’ın 20 Kasım 2013’teki bütçe görüşmeleri konuşmasına kadar) termik santrallar için toplam kapasitesi 67 bin 786 MWm olan 251 elektrik üretim lisansı verildi. Yani her ay 513 MWm’lik lisanslama yapıldı. 20 Kasım 2013’ten bugüne kadar geçen 28 ayda ise termik santrallar için 314 elektrik üretim lisansı verildi. Bu projelerin toplam mekanik kapasitesi 20 bin 271 MWm olarak hesaplandı, aylık lisanslama miktarı ise 723 MWm oldu. 2002-2013 arası dönemde kurulu gücü 100 MWm ve üzeri 127 termik santral projesine üretim lisansı sağlandı. Bu lisansların 79’u yürürlükte. 2013-2016 dönemindeyse kurulu gücü 100 MWm ve üzerinde, hepsi yürürlükte olan 30 termik santral projesi lisans aldı.
Sermaye transferinin vazgeçilmezi
Bakan Bayraktar’ın pişmanlığı, AKP içinden mikro HES projelerine karşı yükselen tek ses değildi; bu projeler özellikle seçim dönemlerinde AKP’li siyasiler ve Erdoğan tarafından eleştirildi. Fakat HES’ler AKP’nin kamu sermayesinin transferi politikalarındaki kritik pozisyonunu korudu. Hem yerel hem de ulusal sermaye gruplarına elektrik alım anlaşmaları yoluyla aktarılan kamu kaynakları pek çoklarına göre HES ısrarının en stratejik boyutunu oluşturdu. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da bu görüşteki isimlerden biri: “Ülkemizdeki tüm akarsuların üstüne HES yapılsa bile, bunun toplam enerji ihtiyacımız içerisindeki payı yüzde 5 seviyesini aşamaz. HES’ler sermaye birikim sürecini hızlandırırken doğa hızla yok olmakta; kamusal kullanım hakkı olan sulara kelepçe vurulmakta.”
Termik santralların rolü
2013’ten itibaren termik santral projelerine ağırlık verilmesinde etkili olan pek çok sebep var. Bu sebeplerin en önemlileri olarak, yereldeki sermaye ağlarını kurma çabasının stratejik öneminin azalmasıyla ulusal ve çok uluslu şirketlerle çalışmanın yeğlenmesi, siyaseten iktidara yakın şirketlerin 2002 dönemindeki teknolojik altyapı yetersizliğinin bugün bir ölçüde giderilmiş oluşu (Mikro HES projelerindeki düşük teknolojiye karşın termik santral piyasasına girişte hâlâ teknolojik bariyerler mevcut), termik santral projelerine uluslararası finansman bulma kolaylığı sayılabilir. Öte yandan sermaye çevrelerindeki bütünleşme de bu yönelimin sebepleri arasında gösterilebilir: Kömür madenciliği-inşaat-kömürlü termik santral üçgeninde belirli sermaye kesimine mensup aktörlerin faaliyet göstermesi, birbirlerine hammadde sağlayan bu sektörler arasındaki geçişkenliği yükseltiyor ve kârlılığı artırıyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.