Dünyanın SU’yu bir güne sığmaz! Sığarsa ticarileşir, ranta açılır… Sadece 22 Mart’ta değil… Her gün… SU yaşamdır, haktır… Satılamaz! SU’YA DOKUNMAYIN! Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan Dünya su..
Dünyanın SU’yu bir güne sığmaz! Sığarsa ticarileşir, ranta açılır… Sadece 22 Mart’ta değil… Her gün… SU yaşamdır, haktır… Satılamaz!
SU’YA DOKUNMAYIN!
Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan Dünya su günü ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Şan “Yaşlı Dünyamız ve doğal olarak ülkemiz, ne yazık ki her geçen gün, her zamankinden daha büyük yaşamsal sorunlarla karşı karşıya kalıyor.
Milyonlarca yıldır, üzerindeki canlılar için yaşam kaynağı olan Dünyamız, her geçen gün artan baskı ve sorunlarla boğuşuyorken; varlığımızı sürdürmek için bütünüyle bağımlı olduğumuz doğal sistemlerini ve kaynaklarını da kaybediyor.
Değişen iklimler, seller, fırtınalar, eriyen buz dağları hafife alınıyor! Hava, toprak ve SU kirliliği, erozyon, ormansızlaşma, asit yağmurları, radyasyon, radyoaktif kirlilik ve heyelanlar, yaşamı daha da zorlaştırıyor.
DOĞAL VARLIKLARIMIZ, GERİ GELMEMEK ÜZERE YOK EDİLİYOR…
Vahşi kapitalizm, parasına para katmak için sözde, ‘enerji üretimi’ bahanesiyle binlerce HES projesini, onlarca termik ve nükleer santrali, zehir saçan madencilik çalışmalarını, taşocaklarını ülkemizin başına ve doğasına bela etmeye, bir kanser virüsü gibi bütün vadilerimiz ve yaşam alanlarımıza enjekte etmeye çalışıyor…
Doğasını, dünyasını, yaşam alanlarını, SU’yunu, toprağını korumaya çalışanlarla, ‘daha çok üretim, ille de tüketim’ diyenlerin kıyasıya savaşımında ne yazık ki para ve rant, çıkar hesapları ağır basıyor.
Bugün, bu ranta dayalı sözde zenginliğin, gelecek kuşaklarda yaratacağı yoksulluk ve çaresizliğin farkına vardıkları halde, dünyamızı yok etmekte direnenlere doğa, gerekli dersleri vermekten yoruldu.
SU, TİCARİ BİR MAL DEĞİL, YAŞAM HAKKIDIR!
Ülkemiz, yüzde 1’lik oranla Dünyada, Avrupa’da ise yüzde 16’lık oranla ‘SU Fakiri’ sayılan ülkeler arasında yer almaktadır.
Platformumuz, Dünyamızın ve tüm canlıların yaşam kaynağı olan SU’yun, salt bir enerji kaynağı ve para kazanma aracı olarak görülmesini, bu amaçla ticarileştirilmesini her koşulda reddetmektedir.
SU, ticari bir mal-meta değil, tüm canlıların yaşamını sürdürebilmek adına ulaşma hakkının olduğu doğal bir varlık, ekosistemin vazgeçilmez hakkıdır.
Sadece insanın değil tüm canlıların SU’dan yararlanma hakkı vardır. Hiçbir canlı, kendisinin SU ihtiyacının diğerlerinden daha önemli ve SU’ya ulaşma hakkının daha öncelikli olduğunu ileri süremez, iddia edemez.
SU, bulunduğu ortamın asli unsurudur. Hiçbir şekilde yatağı değiştirilemez, bulunduğu alandan başka bir alana taşınamaz.
Doğal yaşam ile SU ilişkisini dikkate almayan hiçbir karar, uygulama ve yasal düzenleme kabul edilemez.
SU’yun kullanımı ekolojik, çevresel, kültürel ve sosyal sürdürülebilirlikten uzak ele alınamaz.
HES’LER TEMİZ ENERJİ KAYNAĞI OLARAK GÖRÜLEMEZ!
Bütün bu yaşananlar, bilimsel çalışmalar ve karşı karşıya olduğumuz gerçekler karşısında, ülkemizde yaşanması olası ‘susuzluk ve kuraklığa’ karşı hiçbir önlem alınmadığı gibi, yaşamı ve doğal alanlarımızı, SU varlıklarımızı katleden HES projeleri, başta iktidar olmak üzere bazı çevrelerce çözüm olarak kamuoyunun önüne konmaktadır!
Milyonlarca yıldır yaşamı var ederek varlığını sürdüren SU’yun beslediği ekosistemleri yok edecek HES projeleri, hiçbir koşulda ‘yenilenebilir temiz enerji’ kaynağı olarak görülemez, gösterilemez!
Bu bağlamda, yaşamın bitme noktasını ifade eden, ölüm döşeğindeki bir insanın dudaklarına pamukla damlatılan SU’yu, toprağa atılan tohuma, dikilen fidana verilen bir bardak SU’yu ifade eden ‘Can Suyu’ kavramı kesinlikle kabul edilemez…
Nasıl ki ormanlarımız ciğerlerimiz ise derelerimizde, nehirlerimizde, ırmaklarımızda akan sular da damarlarımızda akan kandır! Ne ciğerlerimizi, ne de kanımızı teslim etmeyeceğiz!
Anayasayı, hukuku, uluslararası anlaşmaları, yasa ve yönetmelikler ile yargı kararlarını hiçe sayarak, vadilerimiz ve doğal yaşam alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar veren; sularımızın özelleştirilerek, uluslararası şirketlerin kontrolüne verilmesini de kapsayan bütün HES projeleri durdurulmalı, üretim lisansları ve ‘Su Kullanım Anlaşmaları’ iptal edilmelidir.
Bütün dere ve vadilerimiz, doğal yaşam alanlarımız, SU varlıklarımız ivedilikle koruma altına alınmalıdır.
Bütün karar vericiler ve taraflar; başka canlılar, çocuklar yokmuş, gelecek kuşaklar olmayacakmış gibi sürdürdükleri bu bencil davranışlardan, anlayışlardan vazgeçmelidir.
İlkokul kitaplarında okutulan ‘SU Döngüsü’nü kesen HES’ler, SU’yu kilometrelerce uzunluğundaki tünellere hapsederek ekosistemle bağlantısının koparmaktadır. Ülkemizdeki kuraklık ve susuzluk sorunu, derelerin ve akarsuların önündeki bentlerin kaldırılarak, hapsedildikleri tünellerden kurtulması ve kendi yataklarında özgürce akmasıyla ortadan kalkacaktır.
Dünyanın SU’yu bir güne sığmaz! Sığarsa ticarileşir, ranta açılır… Sadece 22 Mart’ta değil… Her gün… SU yaşamdır, haktır… Satılamaz!Unutulmamalıdır ki SU’yuna, toprağına sahip çıkmayanlar yarın bağımsızlığına ve özgürlüğüne de sahip çıkamayacak, uğruna mücadele edecek hiçbir varlık bulamayacaktır!”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.