Erzurum’dan Trabzona hayvan satmaya gelen besici;”10.binliraya bir insan hangi hayvanı kurban kesebilir bu memlekette”

GENÇAĞA KARAFAZLI Metin Yıldız yurttaş, “Trabzon’dayım, kendim Erzurumlu ‘yum. Aslında burada kamu görevi görüyoruz ama maalesef hiçbir emeğimizin karşılığını da alamıyoruz. Örneğin, şu çadırın masrafı en az 70.000 lira. Ancak..

Erzurum’dan Trabzona hayvan satmaya gelen besici;”10.binliraya bir insan hangi hayvanı kurban kesebilir bu memlekette”
Son Güncelleme: Whatsapp

GENÇAĞA KARAFAZLI

Metin Yıldız yurttaş, “Trabzon’dayım, kendim Erzurumlu ‘yum. Aslında burada kamu görevi görüyoruz ama maalesef hiçbir emeğimizin karşılığını da alamıyoruz. Örneğin, şu çadırın masrafı en az 70.000 lira. Ancak bayram öncesi Sayın Cumhurbaşkanı iki tane gemi getirip limana hayvan ithal etti. Bu bir infial yarattı, mal elimizde kaldı. Bunun çözümü derken, o zaman hükümet çözüm bulsun. Madem ki bu dereceye getirdiyse üreticiyi öldürdüyse, o zaman elimizden tutsun ya da hayvancılığı bitirelim. Desin ki, ‘Ben ithal edeceğim, bu işi bitirelim.’ Biz de işletmelerimizi kapatalım, rahat evlerimizde oturalım” dedi.

Erzurum, Ardahan ve Gümüşhane illerinden Trabzon Kurban Pazarı’nda bu yıl besicilerin hayvanlarının önemli bir kısmı ellerinde kaldı. Alım gücünün düşmesi, emekli maaşlarının yetersizliği, çay fiyatlarının düşük kalması gibi sebeplerle bekledikleri satışı gerçekleştiremeyen besiciler bir de Kurban Bayramı üzeri yapılan canlı hayvan ithalatı ile zor durumda kaldı. Bu yıl kurban pazarından zararına satışlarla ayrıldıklarını söyleyen besiciler, iktidarın hayvancılık politikasına tepki gösterdi.

“Ben iyi bir AK Partiliyim Cumhurbaşkanı iki tane gemi getirip limana hayvan ithal etti 10.binliraya bir insan hangi hayvanı kurban kesebilir bu memlekette?”

Erzurum’dan Trabzon’a hayvanlarını götüren ancak beklediği satışı yapamayan Metin Yıldız, “Şu son günlerde malın %180’i duruyor. Trabzon’dayım, kendim Erzurumlu ‘yum. Aslında burada kamu görevi görüyoruz ama maalesef hiçbir emeğimizin karşılığını da alamıyoruz. Örneğin, şu çadırın masrafı en az 70.000 lira. Ancak bayram öncesi Sayın Cumhurbaşkanı iki tane gemi getirip limana hayvan ithal etti. Bu bir infial yarattı, mal elimizde kaldı. Bunun çözümü derken, o zaman hükümet çözüm bulsun. Madem ki bu dereceye getirdiyse üreticiyi öldürdüyse, o zaman elimizden tutsun ya da hayvancılığı bitirelim. Desin ki, ‘Ben ithal edeceğim, bu işi bitirelim.’ Biz de işletmelerimizi kapatalım, rahat evlerimizde oturalım. Dönelim bu tarafa, geçen sene yer parası 2800 liraydı, bugün ise 10.000 lira. Yem geçen sene 300 lira, bugün 600 lira. Yani bunun çözümü ithalatla olmaz. Çözüm, üreticiyi destekleyeceğin başka bir alternatif bulmaktır. Şimdi kurban elimizde kaldı, açsın et balıkları. Yazık, günah değil mi? Biz burada hepsinin bir sürü çoluk çocuğu var, hepsinin bir sürü masrafı var. Açsın et balıkları, o zaman elimizde hiç olmazsa zarar etmeyelim ama maalesef, o da yok. Yani bir yetim çocuk gibi ortada kaldık, sonumuz ne olacak, Allah bilir. Fiyatlar zaten dibe kadar düşmüş ama insanlarda alım gücü yok. Şimdi dönelim bu tarafa. Ben iyi bir AK Partiliyim. 10.000 liraya bir insan hangi hayvanı kurban kesebilir bu memlekette? Onun sonra getirdin, sen barı emeklinin parasını peşine öde de adam gelsin, hiç olmazsa yarısını şimdi öder, yarısını da bir dahaki ay ödesin. Ha, o da yok. Valla perişan bir vaziyetteyiz, Allah yardımcımız olsun. Bu hayvan mesela 785 kilo, biz bu hayvana 185 lira istiyorduk, şimdi 150 liraya veriyoruz, kimse yaklaşmıyor yanına. Yani ben bunu et balığa da kestirsem, şu an onun bile altına düştü. Ama yazık, günah değil mi? Erzurum’dan buraya bir kamyon tutmaya kalksam 40.000 lira, 40 da verdim, geldim 80.000 lira. Benim kazancım ne?” dedi.

“Türkiye’de her şey artıyor, kurban üstü hayvan düşüyor. Neden?”

Emirhan Koyuncu, “Yok, beklediğimiz gibi satamadık, piyasa bu yıl düşük gitti. Bayram üstü, bu etin bu kadar düşmesinin sebebini ben anlayamadım. Yani şu kurban çadırlarında kurbancılar hepsi aynı görüştedir tahminimce. Çünkü Türkiye’de her şey artıyor, kurban üstü hayvan düşüyor. Neden? Yani bayağı bir sıkıntı içine düştük. Allah sonumuza iyi etsin” dedi.

“Vatandaşlar zorlanıyor, maaşlar ödenmiyor”

Besicilerin açıklama yaptığı sırada “battık battık” diye seslenen Bülent Papağan,a ’neden battığı “sorusuna , “Şöyle battık? Yani biz orada hayvanları pahalı aldık, buraya geldikten sonra da tuttu dışarıdan gelen angutları açıkladı, ithal malı açıkladı. Dolayısıyla hayvan düştü, düşünce de mal elimizde kaldı. Memlekette 240’a almıştık, burada şu anda canlı kilosu 200 lira. Yani yapacak şey yok, vatandaş valla zorlanıyor tabii ki. Bu ara maaşlar da ödenmemiş. O da tabii ki insanları etkiliyor, kurbancıları etkiliyor. En azından adamların maaşını alsaydı, bir hisse girerdi. Hem kendi kurbanını kesmiş olurdu hem bizim hayvanımız elimizde kalmazdı. Yani ucuz da olsa satmış olurduk” dedi.

“Pazarlara gittik ama böyle bir piyasa hiç görmedik”

Muhammet Yılmaz, “Şu anda, yani beklentilerimizin altında satışlarımız var. Şu anda cuma, bugün yarın arife, ertesi gün bayram ama maalesef görüyorsunuz, buralar bomboş, müşteri yok. Alım gücü yok. Adam geliyor, bir tosun için 5 kişi diyelim. 5 liranın pazarlığını yapıyor. Diyor ki adam, ’95’ten yukarı verme şansım yok, 5 kişiyiz, birer lira veremiyoruz.’ Yani üreticiye yükleniyor. Adam diyor ki, ‘Mesela sen 5 lira, ama sana biz 5 liraya inelim, bize 5 lira.’ Ama sana 1 lira düşüyor. Yani adam bir şey yok, kardeşim, verme şansım yok. Yani çok. Mesela pazarlara gittik ama biz böyle bir piyasa hiç görmedik, bu zamana kadar. Verdiklerimiz de piyasanın altında verdik, yani hiç böyle bir şey ben görmemiştim” dedi.

“Kurban pazarı değil, canlı hayvan pazarı olmuş”

Ahmet Koçali, “Kurban Bayramı sezonunda ithal hayvanlar getirdiler. Şimdi yönetim, yani bu ülkenin yöneticileri, bu ithal hayvana harcadığı parayı buradaki emeklilere, memurlara verse, şu an satıcı da çok memnun olurdu, alıcı da. Yani herkes kar ederdi. Ama biz buraya getirmişiz işte hayvanları zararına hayvan sattık, çünkü elimizde kalmasın. Seneye de bunun maliyeti olacak. Her şekilde biz mağduruz bu konularda. Yönetimde sıkıntı var. Burası da özellikle Trabzon’da. Burası, kurban pazarı değil, canlı hayvan pazarı olmuş. Çünkü insanlar burada, mesela atıyorum, tanıdığı var, çevresi var, 20 tane hayvanlık yeri alıyor, 500 tane hayvan satıyor. Yani bir görevli olsa, sen mesela standart getirecektin, ama burada öyle bir şey yok. Denetim yok, görevli yok, hatta görevliler bile karıyla hayvan sattırıyor” dedi.

“Devlet bize bir el atsın, yem pahalı, saman pahalı.”

Mehmet Ali Yıldız, “Ağrı Patnos’ta mal getirmişiz, malımız kapıda biliyor musun? Bunun 140’a verdi, biz vermedik. Buraya geldik, adam 110, 100 istiyor. Bu kadar fırsatçılık olmaz. O kadar masrafı o kadar bakmışız, yani bu kadar da olmuyor. Direkt kilo da düştü, canlı da düştü. Kasap zaten kasabı fırsatı bize gelmiş. Bu nasıl olacak? Valla, devlet bize bir el alsın, yem pahalı, saman pahalı, meşrep pahalı. Geçen sene bu yeri biz 4 milyona tuttuk, bu sene biz 10 milyon verdi. Ama sıra geldi mi satma. Adam diyor yok, çıkaramaz benim param. O da haklıdır. Adam diyor ki benim maaşım 10 milyon, ben veremiyorum. Vatandaş da haklı valla, bu işi nasıl yapacağız ben bilmiyoruz. Bari yemde yardım etsin, samanda etsin, ithal hayvan getirmesin, biz rahat bunu satacağız yine de. Şimdi kasapta et düşmüyor. İthal getirdiği zaman fiyatlar düşüyor, kasap şimdi yine de et düşmüyor, hep millete ölüyor ama burada düştü mü? Kasap düşseydi ama bakalım sonu nasıl olacak,” dedi.

“Zaten veresiyemiz var, bankalarımız var, yarın öbür gün hacizler de gelir.”

Tayfur Pınar, “Fiyatlar çok düştü şu anda sattığımız maldan da bir zevk almıyoruz. Dönüşte de zaten veresiyemiz var, bankalarımız var, yarın öbür gün hacizler de gelir. Allah’a şükür, inşallah bizi hep toplarlar içeri atarlar da kurtarırız,” dedi.

“Devlet büyükleri, yetkililer bunu çözmeleri lazım. Emekliyi zor ve muhtaç duruma, ilk defa bu duruma düştü.”

Ömer Durmuş, “Ben emekliyim, bekliyorum ki maaşım yatsın da kurban alacağım. İkramiye yattım maaş yok, yani devletimiz şu anda yaptığı öyle bir oldu ki emekliyi muhtaç duruma düşürdüler. Bunu bir an önce bu şeyi çözsünler, yani milletten dalga geçmesinler. Gelsin iki maaş, emeklinin maaşından bir kurban keselim. 3.000 diyelim ki yatmış ikramiye, herkes maaş bekliyor. Hem burada satanlar etkileniyor, ben de mesela diyelim şu anda borç alacağım, diyelim eniştemden ortak olduk kurbana, yani bunu devlet büyükleri, yetkililer bunu yani çözmeleri lazım. Emekliyi zor ve muhtaç duruma, ilk defa bu duruma düştü. Bu emekli yani vatandaş sanki sahipsiz gibi geldi. Herkes kendi işine, yani böyle bir şey olamaz,” dedi.

“Bu millet rahat rahat alışverişini yapsa, kurbanını alsa, bu esnaflar mağdur olmasa daha güzel olmaz mı? Yani bu akıl tutulması oldu, bu hükümette.”

Ahmet Bıyık, “Yani emeklinin alacağını bile vermiyorlar. Mesela ben emekliyim, 17’sinde maaş alıyorum. 16’sı bayram, bir gün sonra benim maaşımı vermek zorundadır. Yani verse onu bayramdan 2 gün önce, 3 gün önce bu millet rahat rahat alışverişini yapsa, kurbanını alsa, bu esnaflar mağdur olmasa daha güzel olmaz mı? Yani bu akıl tutulması oldu, bu hükümette. Ben anlamadım, bir tedbir de, yani 2,3 günlük önce bizim maaşımızı versen ne kaybedersin? Bayramdan bir gün önce ben maaş alacağım, ver bir gün maaşları önce, ne olur yani,” dedi.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.