Rize’de ki Neva Park rant kapısı mı oldu? - Nabız Gazetesi - Rize Haberleri, Artvin Haberleri,Karadeniz Haberleri,Kadın,Çevre,Bölge Haberleri,insan hakları,cinsellik,dünya,siyaset,emek

SON DAKİKA

Nabız Gazetesi – Rize Haberleri, Artvin Haberleri,Karadeniz Haberleri,Kadın,Çevre,Bölge Haberleri,insan hakları,cinsellik,dünya,siyaset,emek

Rize’de ki Neva Park rant kapısı mı oldu?

Bu haber 14 Aralık 2023 - 12:15 'de eklendi ve kez görüntülendi.
Rize’de ki Neva Park rant kapısı mı oldu?

Rize’deki Neva park tartışması sonrası gazeteci Şan böyle seslendi” Mertlik Ne Oldu?

Gazeteci yazar Ömer Şan geçen ay Rize kültür müdürlüğü kontrolünde olan neva park ile ilgili bir yazı kaleme almıştı. Bu yazı yerel birçok haber portalında yer alması sonrası kamuoyunda neva park sorunu daha çok tartışılmaya başlamıştı. Tartışmanın ana konusu ise neva park işletmesinin Devlete yıllardan beri kira ödemediği ile ilgili kısmı oldu.

Ömer Şan’ın kaleme aldığı yazının ardından neva park işletmecisi ve yerel bir haber portalında din eğitimi veren M.Emin Toprak Ömer Şan’ı aradı Peki ne oldu? Onu da gazeteci Yazar Ömer Şan’dan okuyalım.

Konumuz, Rize’deki Kültür Merkezi ile birlikte İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün müdüriyet sorunu…

İtalyan düşünür Antonio Gramsci’ye göre faşizm, burjuva demokrasisinin insanlık adına tüm kazanımlarını, geri dönülmez biçimde ortadan kaldıracak büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

Ama Türk İlahiyatçı-Yazar Cemil Kılıç’a göre de, “Faşizm türlü türlüdür. En zalim olanı da dinci faşizmdir!..

Çünkü onlar halkı Allah adına ezer. Ve siz, ona karşı mücadele ettiğinizde sanki Allah’a karşı savaşıyormuşsunuz gibi suçlanırsınız… Saldırıya uğrarsınız.”

Heee, bundan sonrasında başka söze ne hacet?

Önceki hafta Rize İl Turizm Müdürlüğü’ndeki atama krizine dair gelişmeleri anlatmış, iddia ve kulislerde konuşulanlara dair sorular sormuştuk.

Yetkili, ilgili ve bilgililerden herhangi bir açıklama gelmezken, atamanın muhatabı kendince ‘gerekçeli’ açıklama yapmış, sosyal medya hesabından.

Biz, ‘ne yapmıştı da atama geri alındı’, ‘kim ya da kimler sorumlu’, atamasının iptal edilmesi yanında mevcut görevinden de alınmasının nedenlerini sorarken o, ‘bakıma muhtaç’ annesi ve ailevi nedenleri ileri sürerek, atamasını iptal edilmesini istediğini kaydetmiş.

Ancak, ilk atamasından sonra yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı ve Bakanına, ‘güven ve takdirleri’ için ‘hürmetlerini’ arz ettiğini de unutmuştu.

Gelişmelere ilişkin soru ve açıklamaları hala askıda, bekliyoruz. Ortaya civciv mi çıkacak, kuş mu bakacağız!

Ama geçen haftaki yazımızın sonuna eklediğimiz notlar sonrası, ‘öküzün altından buzağı çıktığını’ açıklayalım.

Hani şu, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün de yer aldığı, fetöşün siyasi ayağıyla, Rize Kültür Merkezi olan adı, yapımı için ayrılan ödeneği, ‘Beytülmale uzanan eli kestik’ vurgusuyla kestiren kişinin adıyla değiştirilen binanın altındaki yaklaşık 2 dönümlük (1.836 m2) alanın kira durumu var idi ya…

Orası için e sorular sormuştuk… Kira sözleşmesinin 2014’te bitmesine karşın hala bu alanda ticari olarak yer alan işletmelerin, resmin dille ‘işgalci’ oluşundan, 8 yıl sonra çıkılan ihalenin, ‘işgalci işletmesi’ kaybetmesinden sonra neden iptal edildiği gibi sıralama yapmıştık.

İsim vermedik, işletme saymadık. Yazıdan sonra, söz konusu yerdeki N.Park’ın işletmecisi olduğunu ifade eden ve adının da M.E.Toprak olduğunu söyleyen bir şahıs tarafından arandım. Kısa tanışıklık anımsatmasının ardından, beni tanıdığını ve ‘mert biri’ olarak bildiğini söyleyip, ancak ile devam eden bir girizgahı oldu… Dinledim.

Konu elbet ki yazdıklarım, ‘keşke yazmadan önce arasaydın’ dediğinde, on senedir bu durumun yazılıp çizildiği ve daha önce de konuştuğumuzu, 2022’nin Aralık’ındaki ihalenin de yazdıklarımızın ardından gerçekleştirildiğini, hatta daha da önce tuvaletlerine ‘1919’ gibi bir sayısal şifre konmasındaki amaçlara dair de tartıştığımızı da dillendirdik. Neredeyse yarım saat süren bir görüşme… Çok konuşup, hiçbir şey söylememe hali!

Tekrarlanan ifadelere karşın burada nasıl bir ‘namertlik’ var, devletin malına konup kira ödememek ‘beytülmale uzanan el’ değil midir, soruları hep askıda kaldı?

Yalan mı, dedik yalanlamadı, hatalı mı dedik o da yok! Yazdığımız gibi değilse, ödediğiniz kira makbuzlarını, kira sözleşmelerini iletin, kendimizi yalanlayıp özür dileyeceğiz, demememize karşılık, ‘sen mahkeme misin hüküm veriyorsun’ yanıtı aldık.

Sonrasında, 2014 öncesi kira ödenip ödenmediğini sorduk, kısmen bir miktar ödenmiş. Peki, itiraz ve yargı kararları sonrasında ve özellikle de bu tarihten bu güne kadar ne kira ödediniz, dedik… Hiçbir ödeme yapmadıklarını, tahliye kararları ve yargı kararlarından sonra böyle bir yol izlediklerini söyledi, telefondaki ses.

Yani yazdıklarımızın eksiği var fazlası yok! Neredeyse 20 milyona yaklaşan bir kira borcu vs’den söz ediyoruz.

İşletmeler çalışıyor, çocuk parkındaki oyuncaklardan, kafede yenilip içilenden, satılan hediyelik eşyalardan vs hepsinden ücret alınıp para kazanılıyor. Bir kısmı da başka firma yada işletmelere kiralanmış, kira bedeli alınıyor, iddiaları var. Elbet ki, bir vergi durumu, maliye ve oda kaydı vs de vardır! İşletmeler bütünü ya!

Asıl merak edilen başka bir konu daha çıktı karşımıza… Acaba ne kadar vergi veriyordur burası? Yada bu süreç boyunca, 2014’ten önce 5, sonrasında da bu yılla birlikte 10, toplam 15 yılda acaba hiç vergi affına vs uğramış mıdır, diye… Bunların bir kısmı ‘ticari sır’ denerek açıklanmayacaktır! Ve elbet ki çalıştırdıklarının maaşlarını tam anlamıyla ödüyor ise istihdama katkısını da boş geçmeyeceğiz.

Mertliğinde, namertliğinde değiliz, eş-dost akrabalık ilişkilerine de girmeyiz, parti-purti işlerinize de karışmayız ama bu işlere sessiz kalamayız! Konu burada bitmeyecek, belge ve bilgilerle daha geniş habere uzanacak.

Burası devletin, halkın, kamunun Milli Emlak’ın malı… Denizin kenarında ama deniz değil! Millet de öyle o zannettiklerinden değil! Üst makamlardaki hısım akrabalarınız size kalsın, hak yemeyin, hukuk çiğnemeyin!

Hangi dine mensup olup hangi imana sahipseniz bizi ilgilendirmez ama millet ‘keriz’ değil!

Danimarkalı filozof ve teolog (tanrıbilimci) Soren Kierkegaard aslında yazıya noktayı koyuyor, “Aptallığa giden iki yol vardır: Birincisi doğru olmayana inanmak, diğeri doğru olana inanmayı reddetmek.”

Hikâye kısmına girmeye gerek var mı bunca basitlik varken?

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
betnis giriş
betnis
yakabet giriş