GENÇAĞA KARAFAZLI – EMRE KOÇ

AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doktorlarla ilgili “ nereye giderse gitsinler” sözlerinin ardından sağlık emekçilerinin ülke genelinde iş bırakma eylemleri gerçekleştirerek Erdoğan’a tepki göstermesinin ardından doktorların yaşam, çalışma ve güvenlikleriyle ilgili yeni çalışmalar başlattıklarını açıklamasının ardından bu kez, Konya şehir Hastanesi’nde öldürülen Doktor Ekrem Karakaya için sağlıkçılar tüm ülkede iki gün boyunca (7-8 Temmuz) bugün acil servisler hariç iş bırakarak grevine gitti.

Rize’de cumhuriyet meydanında toplanan sağlık emekçileri Doktor Ekrem Karakaya’nın katledilmesini protesto ederek AKP ve MHP hükümetine , ‘etkin şiddet yasanız ölen doktor arkadaşımızla öldü’ sözleriyle sağlık bakanı Koca’nın artık seslerini duymasını istediler.

Gerçekleşen protesto eylemine AKP, MHP dışındaki siyasi parti temsilcileri, sağlık çalışanları Türk kamu sen , KESK’e bağlı sendikaların üyeleri ile bazı STK temsilcileri yanı sıra duyarlı yurttaşlar katıldı.

“SAĞLIK ÇALIŞANLARI HASTALARI HAYATTA TUTMAYA ÇALIŞIRKEN KENDİ HAYATLARINDAN ENDİŞE EDER HALE GELDİ”

Sağlık emekçileri adına ilk açıklamayı Türk Sağlık Sen Rize temsilcisi Yaşar Türüt okudu.

Türüt açıklamasında; ““Konya’da cani bir saldırı yapılmış, Konya Şehir Hastanesi’nde görevli uzman doktor arkadaşımız görevi başında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. Şehit doktorumuzun acısı yüreğimizi yakmış, tüm sağlık camiasını derinden yaralamıştır. Böylesine korkunç olayların yaşanmasını yaptırımların ne kadar ağır olması gerektiğini, tedbirlerin en yüksek seviyede alınması gerektiğini göstermektedir. . Hastaları hayatta tutmaya çalışırken kendi hayatını kaybetme endişesi yaşamaya, sağlık çalışanlarının artık tahammül edecek gücü kalmamıştır

“SAĞLIKTA ŞİDDET KANLI KATLİAMA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Sağlıkta şiddete cezayı arttıran ve bu suçu kategorik bir suç olarak tanımlayan düzenleme hayata geçmiştir. Sağlıkta şiddeti kanlı bir vahşet olarak kendini gösterdiği bu olay tüm sağlık kurum ve kuruluşlarının bir an önce sıfır toleranslı alan ilan edilmesi gerekliliğini, hiçbir silah veya suç aletinin bu kurumların bahçelerine bile alınmaması gerektiğini bizlere bir kez daha göstermektedir. Hastanelere üst araması ya da X-Ray cihazının kurulması bu konu ile ilgili düşünülmesi gereken bir olaydır. Can güvenliğinden yoksun bir şekilde sağlık hizmetlerinin yürütülemeyeceği açıktır. Sağlık çalışanları, şiddet sarmalından bir an önce kurtarılmalıdır.”

“YAŞANANLARIN SORUMLUSU SİTEMDİR BİZLER DEĞİLİZ”

Hayatını kaybeden hastaların nedeninin doktorlar ve sağlık çalışanları olmadığını ifade eden Türüt açıklamasına şu sözlerle devam etti:

“Ölen yakınlarınız, doktor veya sağlık çalışanlarının tüm müdahalelerine rağmen yine de ölebilirler. Geciken ambulansların sorumlusu doktor, sağlık çalışanı, şoför, acil tıp teknisyeni ya da paramedik değildir. Acillerde beklediğiniz sıranın sorumlusu sağlıkçılar değildir.

Randevu bulamamanızın sebebi doktorlar, sağlık çalışanları değildir. Muayenelerin 15 dk. İle sınırlandırılmasının sebebi doktorlar veya sağlık çalışanları değil, size bu sistemi yeterli gösteren sistemin suçudur.

“SORUNU ÖLDÜREREK ÇÖZEMEZSSİNİZ”

Bütün bu sorunlar gecesini gündüzüne katıp emek veren çalışan hekimlere, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayarak, döverek, öldürerek çözülemez. Bu nedenle bir kez daha vurguluyoruz ki sağlıkta şiddet basit bir mesele değildir. Mutlaka çözüm üretilmesi gereken temel bir sorundur. Şiddet kanlı cinayetlere dönüşmektedir. Bu mesele sadece sağlık camiasının değil, tüm Türkiye’nin meselesidir. Bu cinayet, bu katliam sözün bittiği yerdir. Herkes şapkasını önüne koymalı ve gereği için üstüne düşeni yapmalıdır.” Dedi.

“SAĞLIK BAKANIMIZA SESLENİYORUZ SESİMİZİ DUY”

Rize Devlet Hastanesi doktorlarından Hekimsen Rize İl Temsilcisi Operatör Doktor Şevket Ergün Güzel, bugüne kadar yazdıkları mektupları, yaptıkları basın açıklamalarını bu güne kadar görmeyen görmezden gelen sağlık bakanı Fahrettin Koca’ya sesleniyoruz artık sesimizi duy diyerek; “Yaşananları görmezden gelen sayın bakanımızın sesimizi duymasını istiyoruz. Çıkardığınız şiddet yasası ile suçu katalog suçlar kapsamına alarak şiddeti önleyemediniz.

RTE Üniversitesi’nden Ateşli havaleyi önlemek için vücut sıcaklığı ve oksijen satürasyonu takip cihazı” faydalı model patenti aldı

“SIRANIN BİZE NE ZAMAN GELECEĞİ ENDİŞESİ İÇERİSİNDEYİZ”

Hekim öldürdükten sonra intihar eden failin suçu katalog suçlar kapsamında olsa ne olur olmasa ne olur. Hepimiz üzgünüz, kırgınız, sıranın bize ne zaman geleceğinin endişesi içindeyiz. Hepimiz kendimizi sahipsiz ve değersiz hissediyoruz. Hiç kimsenin umurunda olmadığını düşünüyoruz. Şiddeti önleyici tedbirler almak yapana ceza vermekten daha etkindi, yapmadınız. X-Ray cihazı, metal detektörü öldürülen hekimlerin hayatından, yaralanan darp edilen hekimlerin sağlık çalışanlarının hayatından daha mı değerliydi ki koymadınız hastanelere?”

“ETKİN ŞİDDET YASANIZ ÖLEN HEKİMİMİZLE ÖLDÜ”

Katledilen hekimlerle birlikte yapılan etkin şiddet yasasının da öldüğünü belirten Ergün Güzel; “Öldürülen, yaralanan hekimlerin kanı önlem almayan, bizleri canımızdan eden durumları sanki münferit olaylar olarak değerlendiren ve önemsemeyen siz yöneticilerin eline bulaşmıştır. Katledilen hekimlerin ailelerinin çocuklarının acısı arşa ulaşmıştır peki bakanlığımıza ulaşıp ulaşmadığı ise meçhuldür. Yurtdışına giden meslektaşlarımıza devletin yaptığı masrafı hesaplayıp, bunun üzerinden söylemler geliştirenler katledilen meslektaşlarımızın hayatı üzerinden söylem geliştirmiyor, çözüm üretmiyorsa bu söylemlerde bir samimiyetsizlik vardır.

“MEDYA YASAKLARIYLA SESİMİZİ SUSTURSANIZDA GÖNLÜMÜZDEKİ YANGINI SUSTURAMAZSSINIZ”

Yöneticilerimizin vaziyeti idare değil sorunları gerçekten çözmeye çağırıyoruz. Basın ve medya yasaklarınız sesimizi susturmaya çalışsa da gönlümüzdeki yangını susturamaz. Dün bir hekim kardeşimiz şehit edildi. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki sizin için adeta nesne haline gelmiş hekimlerimizin her uğradığı saldırıda yüzlerce hekim istifa etmekte yüzlerce hekim erken emekliliğe ayrılmakta ve biliniz ki son altı aydır binin üzerinde hekim yurtdışına göç etmektedir.”

Açıklamaların ardından yaşananlarla ilgili görüşlerine başvurduğumuz sağlık emekçileri ANKA ve Kuzeyteve mikrofonlarına şunları söyledi;

“Toplumun her tarafına sirayet etmiş hem içsel hem dışsal şiddet maalesef sağlığı da kapsamış durumda. Toplumun bu hale gelmesinde çeşitli faktörler tabi ki var ama bu faktörlerin en önemlisi maalesef ülkeyi yöneten zihniyet. Eğer bu zihniyet toplumun bütün alanında var olan şiddet sürecini eğer yönetmek istiyorsa insanları anlamak için bir gayret sarf etmesi gerekiyor. Sadece hekimlikte değil; öğretmenlikte, hukukta ve dışarda bütün alanlarda var olan şiddeti ancak insanları anlayarak çözebilirsin. İnsanları anlama çabasına hükümeti ve yöneticileri davet ediyorum.

Bir diğer sağlık emekçisi doktor ise; İlk aşamada ciddi fiziksel güvenlik önlemleri alınmasını istiyorum ama esas önemli olan bu toplumdan öldürme kültürünü yok etmek. Bu kültürle yetişen insandan başka bir netice beklemek çok zor. Çocukları beşikten itibaren kafalarından insan öldürme fikrini yok edecek bir eğitim sistemi geliştirmeliyiz.

Sağlık emekçisi Kadın doktor:

“Aslında ben yetkililere değil buradan hastalarımıza seslenmek istiyorum. Onlardan bizim bu acımızı paylaşmalarını bekliyoruz. Paylaştıklarını da biliyoruz. Aslında hastalarla bizim aramızda herhangi bir sorunumuz yok. Onların bizim nasıl özveriyle çalıştığımızı bildiklerine inanıyorum. Lütfen sağlıkçılarına sahip çıksınlar. Sorunları birlikte çözüp aşacağız birlik olma zamanı. Kendilerinden destek bekliyorum.”

Sağlık emekçileri sendikası üyesi Mahir Seferoğlu ise

“Şu anda yaşadığımız durum çok üzücü. Bu durumun yaşanmaması için önlemlerin alınması gerekiyor. Bizzat bunun sorumlusu bizi yönetenler demiyoruz ama önlem alınmadığı için bu sürecin artarak devam edeceğinden korkuyoruz. Daha kaç kişi öleceğiz ki buna dur diyeceğiz. Bu sorumluluğu taşıyan insanların gereken önlemleri alarak bizim çalışma ortamımızı daha güvenli hale getirmelerini istiyoruz. Sağlık camiası vatandaşlara hizmet vermek için gecesini gündüzüne katıyor, bu şekilde çalışıyor. Kimi zaman ailesinden uzaklaşıyor, sosyal hayatından uzaklaşıyor hizmet verebilmek için. Hele ki son pandemiden sonra bunun önemini daha çok kavramış olması gerekiyor halkımızın bizim yanımızda olmalarını istiyoruz.”

Deva Partisi Rize il başkanı Muhammet Avcı:

“Türkiye’de ne yazık ki şiddet giderek büyüyen bir sorun ama bugün ki gündemimiz sağlıkta şiddetti. İyi niyetli, işinin başında olan, işini doğru bir şekilde yapan bir doktor arkadaşımız ne yazık ki canice katledildi. Sağlıkta şiddetin dününü bugününü uzun uzadıya değerlendirmek, konuşmak lazım. Yani nasıl oldu ne oldu da bugünlere geldik? Kapsamlı ve etkin bir sağlıkta şiddeti önlemek için politikalar yürütmeliyiz. Bütün sağlık camiasının başı sağ olsun. Bugün burada gösterilen irade eminim birilerine ders olmuştur. Çünkü artık gittikçe artan ve insanların tahammül sınırlarını aşan şiddet olayları ile karşılaşıyoruz. İnşallah bu son olur, inşallah etkin önlemler alınır. Bugüne kadar alınmadı ne yazık ki münferit olaylar gibi gösterildi bunlar ama bunlar senelerdir yapılan yanlış politikaların yanlış söylemlerin doktorlar başta olmak üzere bütün sağlık camiasını önemsizleştiren, değersizleştiren söylemlerin bir sonucudur bugün yaşananlar. “

Bir diğer sağlık emekçisi Kadın Doktor:

“Halk ne zaman sahip çıkarsa doktorlarına o zaman sonlanacak. Yapabileceğimiz en önemli şey bu. Devlet bununla ilgili daha katı önlemler almak durumunda bu şekilde yönlendirmek zorunda. Bu şekilde halk sahip çıkmalı hekimine. Herkesin bir parçası hekim her zaman hastanedeler bu şiddetin ötesinde durabilmek için onlar katı bir şekilde hekimine sahip çıkacak başka şekilde bunun önüne geçilmesi mümkün değil. Sizler de basın olarak sahip çıktığınızda, halk sahip çıktığında olay bitecek. Türkiye’nin en zeki çocukları buraya gidiyor. Tamamıyla şifa dağıtmak için buradalar başka bir şey yok kimse işin parasında değil itibarında değil. Artık can güvenliği yaşanıyor ciddi bir şekilde. Hükümetimiz de destek çıkmalı katalog suçlardan çıkarılıp gerçekten daha ciddi caydırıcı cezalar verilmeli gerektiğinde aldığı hizmetten mahrum bırakılmalı insanlar ama bir şekilde de hekimine sahip çıkmalı.”