Artvin’de Özgüven HES için taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildi. Yaşam alanı savunucuları “Derelerimizi, ormanlarımızı, sularımızı, vadilerimizi yok ediyorlar” diyerek tepki gösterdi.
Eylem NAZLIER
İstanbul

Artvin’de Özgüven HES’in yapımı için bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Özgüven Regülatörü ve Hidroelektrik Santralinin yapımı amacıyla, Artvin’in Yusufeli ilçesi Bıçakçılar köyü ile Balcılı köyü sınırlarında yer alan bazı taşınmazlar, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca acele kamulaştırılacak. Kararı değerlendiren Avukat Bedrettin Kalın, acele kamulaştırma kararının rant odaklı olduğunu söyleyerek, “Yıllardır söylüyoruz bu HES projeleri sulara egemen olma projesidir. Bu ülkenin değer sayabileceği her şeyi yok etmeye, paraya çevirmeye dönük projeler bunlar” dedi. Kararın vatandaşın değerli arazilerini, ele geçime el koyma amacıyla çıktığını söyleyen Emek Partisi Rize İl Başkanı Hasan Zorlucan, “Kural tanımayan, tek adamın kararıdır, rant amaçlıdır” ifadesini kullandı.

“GELECEĞİMİZE VURULMUŞ ÖNEMLİ BİR DARBEDİR”
Bu kararın yeni olmadığını vurgulayan Kalın, “Bütün enerji yatırımlarında, HES projesinin olduğu yerlerdeki özel mülklerin ‘acele kamulaştırma’ yoluyla kamulaştırmasına karar veriliyor. Bu geçmişten bu yana böyle zaten. Acele kamulaştırma, Kamulaştırma Kanunu’nda olan bir şey fakat şartları var. Savaş, sıkıyönetim veya acillik halinin olduğu zamanlarda kullanılan bir yöntem. Ama ‘Enerji yatırımları da buradan yararlanır’ diye bir ek madde çıkardılar geçmişte dolayısıyla buna da dayanarak enerji yatırımlarındaki bu özel mülkler de acele kamulaştırma yoluyla kamulaştırabiliyorlar. Tabii amacına uygun olup olmadığının idari yargı yönünden denetimi mümkün yani dava açılması mümkün” diye konuştu.

“PANDEMİYİ FIRSATA ÇEVİRİYORLAR”
Daha önce Bıçakçılar köyünde Pınar Regülatörlerinin iptali için dava açtıklarını aktaran Kalın, “O davaları kazandık. Pınar projelerinden vazgeçtiler ama zannederim Özgüven HES diye başka projeleri var. Herhalde o kapsamda bu acele kamulaştırmayı yapıyorlar. Memleketin neredeyse her deresinin üzerinde birden fazla HES projesini yaşama geçirmeye çalışıyorlar. Daha önce de söylemiştim darbeyi fırsata çevirenler bugün pandemiyi fırsata çeviriyorlar. Ve pandemi nedeniyle toplumsal muhalefetin hiç olamadığı, her türlü demokratik hakkın kısıtlanmış olduğu bir ortamda bunlar ellerini kollarını sallayarak daha önce yapamadıkları HES projelerini bu dönemde uygulamaya geçiriyorlar. Yapılan iş budur. Memleketin her deresinin üzerini işgal etmeye dönük projenin bir parçasıdır bugün yapılan. Sadece bir tane değil. Artvin’de onlarca bu şekilde planlanan ve bu dönemde yaşama geçirilen proje var. Onlardan biridir bugün olan. Bildiğimiz bir şeydir, yeni bir şey değildir. Ama bu geleceğimize vurulmuş önemli bir darbedir” değerlendirmesinde bulundu.

EMEP, “KOKARCAYLA MÜCADELEDE YÖNTEMİ YANLIŞ.”

“BU KARARLAR RANT ODAKLI”
“O dere kaynağından itibaren neredeyse hiç kirletilmemiş bir deredir” diyen Kalın, “Belki ileride Karadeniz’in temiz kalmış tek sularından Barhal Vadisi’yle birleşen sularından biridir. Barhal Vadisi suları ileride çok ihtiyaç duyacağımız ama bulamayacağınız sulardan biridir. Uyduruk bir elektrik projesi için heba edilen sular bunlar. Aslında amaç elektrik projesi değildir. Ülkenin enerji ihtiyacı da yoktur. Şu anda ülkenin enerji kaynağının iki katı kadar kurulu gücü vardır. Halen neyin elektriğini üretiyorlar? Neyin enerjisinden bahsediyorlar? Bilmiyoruz. Bu kararlar rant odaklı. Yıllardır söylüyoruz bu HES projeleri sulara egemen olma projesidir. Bildiğiniz gibi küresel iklim değişikliğinin etkilerini yaşamaya başlıyoruz. Dolayısıyla bugün artık yaylalarımıza, sularımıza sıra gelmiştir. 1-2 hafta önce 15 yaylanın yayla statüsünden çıkarılarak, imara açılmasının önünü açtılar. Yaylalar bizim su kaynaklarımızın olduğu yerlerdir. Yani bu ülkenin değer sayabileceği her şeyi yok etmeye, paraya çevirmeye dönük projeler bunlar. Bizim geleceğe emanet edebileceğimiz, önümüzdeki yüzyıla taşıyabileceğimiz derelerimizi, ormanlarımızı, sularımızı, vadilerimizi satıyorlar, paraya çeviriyorlar ve yok ediyorlar” dedi.