Gazeteci ve yazar Ahmet Altan’a 2016’da kaleme aldığı bir yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla açılan davanın duruşması İstanbul 30’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Altan, yargılandığı dava duruşmasına tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Şikayetçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ise avukatı Ela Ezgi Yelmen temsil etti.

Altan esas hakkındaki savunmasında, hakkında daha önce “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan verilen kararın Yargıtay 18’inci Ceza Dairesi’nin kararıyla bozulduğunu belirterek, “Benim Cumhurbaşkanıyla kişisel bir ilişkim yoktur. Ona hakaret etmek için bir nedenim de yoktur. O bir siyasidir. Benim yaptığım uyguladığı siyaseti eleştirmektir. Bu da benim Anayasal hakkımdır. Siyasi eleştirinin önüne geçilmek için bu tür davalar açılmaktadır. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı talep ederim” diye konuştu. 

‘HAKARET OLMAZ ELEŞTİRİ OLUR’

Son sözü sorulan Altan, “Eğer şikayetçi Cumhurbaşkanı veya siyasi olmasaydı onun hakkında bir şey yazacak mıydım? Hayır. Bu yazı onun siyasi eylemi hakkında yazıldı. Yargıtay’ın ölçütüne bakarak müştekinin kişiliği değil, eylemine yönelik yazılan bir yazı vardır. Bu da hakaret olamaz, eleştiri olur” dedi.

Kansızoğlu ailesinin acı günü

Mahkeme,  Altan’a “Cumhurbaşkanı’na hakaret”en 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Daha sonra bu cezayı kişiliği, sosyal, ekonomik durumunu dikkate alarak 7 bin TL adli para cezasına çevirdi.