Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
10:00 am - Van’da Newroz kutlamaları başladı
9:51 am - İşte gençlik iksirinin tarifi: Cinsellikten güzelliğe her şeye faydalı
9:44 am - Bahçeli’den Erdoğan’a: Bırakamazsın, ayrılamazsın
11:41 am - Çocuk istismarından yargılanan imamın indirimli cezası onaylandı
11:37 am - Cumartesi Anneleri 990’ıncı haftada: Yusuf Erişti nerede?
11:29 am - CHP’li Topaloğlu “Çay tarımının kalitesi arttırılmak için bir meslek haline getirilecek”
11:15 am - İsmailağa’da İsrail krizi: Cübbeli Ahmet Hoca o sözlere sert çıktı… Konu: Ticaret
11:02 am - Dünya’nın Tek Komünist Kasabası! Polis Yok Suç da Yok! |
GENÇAĞA KARAFAZLI – EMRE KOÇ
AKP hükümetine yakınlığıyla bilinen Cengiz İnşaat’ın, Rize’nin İyidere ilçesinde yapımına devam ettiği lojistik liman inşaatına taş temin etmek amacıyla Rize’nin İkizdere ilçesindeki Eskincidere’de vadisinde açılan taşocağında patlatılan dinamitler sonrası vadide heyelana neden olmasına vadide yaşayan yaşam alanı savunucularının tepkisine neden oldu.
Taş ocağı yapım çalışmalarının bulunduğu Eskincedere vadisinin hemen girişinde evi bulunan yaşam alanı savunucusu Dursun Baş, vadide dün gerçekleşen ve küçük çaplı heyelana neden olan patlama sonrası bugün ANKA haber ajansına yaptığı açıklamada, her gün patlamaların gerçekleştiğini, yaşam alanlarının sermayeye peşkeş çekildiğini ifade ederek yaşanan hukuksuzluk karşısında mücadele etmeye devam edeceklerini kaydederek şunları söyledi;
“BİZİ SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKTİLER”
“Her gün aynı şeyleri yaşıyoruz evlerin tam üzerinde olduğu için biraz daha etkisi fazla oldu birden bir kayma oldu. Tam şu gördüğünüz evlerin yukarısında dun patlatma oldu. Her gün yaşıyoruz artık bunlarla yaşamaya çalışıyoruz. Ne kadar mücadele ettiysek karşımızda biliyorsunuz hep kolluk güçleriyle karşı karşıyayız şirketle bir karşılaşamadık zaten. Kolluk güçleri bunları korumaya devam ediyor. Sermayeye peşkeş çektiler bizi burada, şu güzelim doğayı. Para için bu kadar hırs olmaz insanlarda. Bu kadar hırs olur mu? Gerçekten ben şurayı gördüğüm zaman utanıyorum. Ha adam vurmuşsun ha burayı katletmişsin ne farkı var? Her gün aynı şeyleri yaşayacağız. Ama sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz.
“PATLAMALAR OLDUĞUNDA ÇOLUK ÇOCUK KORKUYORUZ”
Özel güvenlikleri var ama biz herhangi bir eylem yaptığımızda kolluk kuvvetleri burada. Kolluk kuvvetleri hemen burada. Buradaki aileler tedirgin, bağa bahçeye çıkıyorlar, patlatma olduğu zaman korkuyorsun, yengemler burada benim hanım burada onlar şimdi bahçeye gidiyorlar, şimdi de gitmişler yaprak süpürmeye mesela. Patlatma olduğu zaman ister istemez korkuyorsun, korkmamak elde değil ki. Dışarıdasın nasıl ne geleceği belli değil ki yukarıdan sana neyin geleceği belli değil”
“VADİ YEMYEŞİLDİ KÜŞ SESLERİ VARDI AMA ARTIK YOK”
Eskencidere vadisinde yaşayan yurttaşların taş ocağına karşı ilk günlerden beri başlattıkları direnişe destek verdiğini dile getiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Rize temsilcisi Günay Karafazlı dun Eskincedere vadisinde patlatılan dinamitler sonrası bugün vadiye gittiğini ifade ederek şunları söyledi;
Eylem yaparken vadiye dozer vurulmadan önce halkın yanındaydık zaten ama yasalara karşı yine de kazma vuruldu ve maalesef bu güzelim vadi şu anda yok edilmiş durumda. Biz geldiğimizde bu vadi yeşildi, kuşlar ötüyordu ben hatta kuşların sesini dinlemek için yürüyüş bile yapmıştım gayet güzeldi ama şu anda bakıyorum ki bir tane ağaç kalmamış.
Zaten zihniyet belli yok et. Doğayı yok et, insanların yaşam alanlarını yok et mantığıyla hareket edilen bir dönemden, süreçten geçiyoruz. O nedenle dinamit patladığı sürece yarın evlerde de hasar meydana gelebilir sadece doğada değil. İnsanlar zor koşullarda yaşıyorlar şu anda.
“YEŞİLE DÜŞMAN BİR YÖNETİM ANLAYIŞI VAR”
Sadece bu İkizdere’de yaşanan bir olay değil. Türkiye’mizde ne kadar yeşillik varsa yeşile düşman bir yönetim anlayışı var. Zeytinliklerimizden tutun vadilerimize kadar yok ediliyor, bilmiyorum artık ağlasam mı gülsem mi halimize. Bölgesel düşünmemek lazım genel düşünmek lazım, yaşadığımız bölgede ne vadi kaldı ne ağaç kaldı ne deniz kaldı. Denizlerimizde yok edildi maalesef derelerimiz gibi acı bir durum. Buna kim dur diyecek, bir insan hakları savunucusu olarak, yapılan bu işlemlerin, hukuksuzluğun karşısındayız. Ne yapacağız ne yapmamız lazım diye artık sormamız lazım, laf üretmekten ziyade icraat yapmamız gerektiğini düşünüyorum”